Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

a.İslam her söz söyleyenin sözünü kabul etmez.Sözün kabulü için adalet şarttır.Burada yaptığı fiilin haramlığını ikrar eden bir fasıkla karşı karşıyayız.Yıllarca ve her gün düzenli olarak yapılan bir haram var ortada (cürüm sahiplerinin ikrarına binaen).Acaba İslam bu haberi kabul ediyor mu ? “Ey iman edenler,eğer bir fasık,size bir haber getirirse,onu ‘etraflıca araştırın’. Yoksa cehalet sonucu,bir kavme kötülükte bulunursanız da,sonra işlediklerinize pişman olursunuz.” 49/Hucurat,6 “...Aranızda adalet sahibi iki kişiyle şahit tutun...” 65/Talak,2 “...Razı olacağınız şahitler...” 2/Bakara,282 İslam alimlerinin bu noktada ittifakı vardır.Adalet sıfatına sahip olmayan kişinin söz ve şahitliğinin geçerliliği yoktur.Adalet sıfatı şirk,bidat ve fısk yani büyük günahları işlemekle düşer. b. Bu,muarızdan hâli bir iddia değildir.Yani;bu cürmü işleyenlerin iddiası bu olduğu gibi,bu okulları bilen ve bu okullarda okumuş muvahhidler de sakınmanın mümkün olmadığını iddia ediyorlar. c. Bu fasık birinin kendini küfür töhmetinden kurtarmak için yaptığı bir şahitliktir.Yani lehte olan bir iddiadır.İslam alimleri;İnsanların bozulduğu,adalet sıfatını yitirdikleri toplumlarda kişinin kendi,yakınları ve tanıdıkları lehine yaptıkları şahitliğe ihtiyatlı yaklaşmışlardır. d. Vakıa bu iddiasının sahipleri fasık,sakınılmayacağı iddiasının sahipleri bu konuda adildir. Sakınma iddiasında bulunanlar ikrar ettikleri ‘haramlık’hükmüyle,dinlerinde lakayt olduklarını göstermişlerdir.Kalbinde hayat olan bir Müslümanın uzun yıllar aynı haramı işlemesi düşünülebilir mi ? Okulların sahipleri ve okulların varoluş amacı sakınılmanın mümkün olmadığını gösterir.Çünkü asıl amaç olan tağuta kulluk ve ilkeleri benimsetme her aşamaya sistemli bir bilinçli bir şekilde serpilmiştir. Çocuğun korunmaya muhtaç olması ve kendi başına korunmasının mümkün olmayışından dolayı,sakınma konusu gündeme gelmektedir.Şayet okulun her aşamasında sistemli bir şekilde yerleştirilmiş şirkler varsa;velinin her anında çocuğunun yanında olması gerekmektedir.Bu mümkün değildir. • Sakınmacılar,normal zamanlarda kendileri gibi bu cürümde ortak oldukları insanlarla konuşuyorken;çocuğun çevresindeki her olumsuzluktan etkilendiği,okulda bulunan edepsiz çocukların davranışlarını taklit ettiğinden yakınırlar! Gelişigüzel var olan İslam’a aykırı unsurlardan çocuklarını sakındıramayanların,sistemli ve her aşamada bulunan şirklerden sakındırıyor olma iddiası ilginçtir. • Çocuklarına dünyaya dair hiçbir işini ‘çocuktur beceremez’ diye teslim edemeyenlerin,imanlarını ve Allah’a olan ahitlerini çocuklara teslim edip ‘sakınmak suretiyle bizleri de koru’ tablebi ilginç,ilginç olduğu kadar da komiktir. • Kendileri koca insanlarken cahiliyenin etkisinden sakınamamış insanların,çocuklarını sakındıracağı iddiası ironiktir:Allah’ın bunca yasağının varlığına,konunun hem vakıa hem de nas yönünden bu denli açık olmasına rağmen ‘diploma,rızık endişesi,sosyal statü,toplumda kabul kriterleri,kınanma sebebi’ gibi cahiliye ölçülerinden sıyrılmadıkları için çocuklarını şirk yuvalarına teslim ederler.Kendileri içinde yaşadıkları cahiliyenin hayat ölçüleri altında,vahye taban tabana zıt olmasına rağmen ezilmiş ve korunamamışlardır.Bunu çocuklardan beklemeleri ne denli gerçekçi olur ? • Çoğunun,çocuğu okula yollama nedeni ‘ evde eğitim verememe’ iddiasıdır. Eğitime gelince ‘kendi ikrarıyla’ beceriksiz olanlar, ondan daha tehlikeli ve zor olan sakındırma işinde pek mahirler.Ne tuhaf değil mi ! Hakikat ise; “ (Sözde) Allah’ı ve iman edenleri aldatırlar.Oysa onlar,yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller.” 2/Bakara,9 Bununla beraber : Sakınmak mümkün olmasa da,sakındırdıklarını farz edelim.Bu fiilleri yapmasa dahi bir Müslümanın o meclislerde bulunması mümkün değildir.Allah sadece küfrü yasaklamamış,onun icra edildiği meclislerde -inkâr etmeksizin- bulunmayı da yasaklamıştır. “Münafıklara müjde ver:Onlar için acıklı bir azap vardır.Onlar,müminleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler.’Kuvvet ve onuru (izzeti)’ onların yanında mı arıyorlar ? Şüphesiz, ‘bütün kuvvet ve onur,’ Allah’ındır.O,size Kitap’ta; ‘Allah’ın ayetlerinin inkar edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde,onlar bir başka söze dalıp geçinceye kadar,onlarla oturmayın,yoksa siz de onlar gibi olursunuz’ diye indirdi.Doğrusu Allah,münafıkların ve kafirlerin tümünü cehennemde toplayacak olandır.” 4/Nisa,138-140 Ayetlerin anlattığı konu siyak-sibak içerisinden vakıamıza ışık tutar.Allah subhanehu ve teâlâ münafıkları ateşle müjdeliyor.Bu defa yaptıkları şey ‘dünyada güçlü olma,imkanlara kavuşma’ adına kafirleri dost edinmektir.Onlar kafirlerde bulunan birtakım imkanları -ki bu güç ve İzzettir(!)- için Allah’ın yasağını çiğnemişlerdir.Onlarla beraber olmaları,aynı ortamları paylaşmaları onları birtakım sıkıntılara düşürmektedir.Kafirler kafirlikleri gereği Allah’ın ayetlerini inkar ediyor,dalga geçiyorlar.İnkar etmeksizin onlarla beraber bulunanları ‘siz de onlar gibi olursunuz’ diyerek tehdit ediyor.Kur’an ayetlerin zahirinde in sapmayı âdet edinenlerin ‘günahtan mı,küfürde mi’ ortak olurlar tartışmasının önünü kesercesine: “Doğrusu Allah,münafıkların ve kafirlerin tümünü cehennemde toplayacak olanlar” diyor Allah. Günümüz insanı da aynı değil midir ? Kafirlerin yanında umdukları dünyevi çıkarlar için Allah’ın hudutlarını çiğneyip,Allah’ın şirk,bidat ve haram anlamında yasakladığı ne kadar fuhşiyat varsa bunları barındıran okullara çocuklarını teslim ediyor,böylelikle de ‘küfrün icra edildiği’ meclislerde bulunmak durumunda kalıyorlar. Şayet inkar etseler,okulda öğrenci olarak bulunmaları mümkün değildir. Sussalar ayetteki tehdide muhatap oluyor.Hem susup hem de susuyormuş gibi yaparak Allah’ı ve müminleri kandırdıklarını sanıyorlar.Sonuçta hem kanan,hem de kandıran kendi nefisleridir.
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.