Gönderi

Açlık sınırı şu kadarmış Peki ya aşk`lık sınırı kaç sevişmeye, kaç öpüşmeye bakar… Yoksulluk sınırı bu kadarmış Peki mutluluk sınırı kaç kucaklamaya, kaç bağra basılmaya akar… Bir pencerem var benim Gökyüzünü gören bir pencere Kırlangıçlardan öğrendim açlığın insan icadı olduğunu Serçelerden bildim yoksulluğun olmadığını… Kuş icatları biriktiriyorum bendeniz Aşk olsun bana değil mi Mutluluk oyunları öğrendim gökyüzünden Gökyüzünün yeni eğitim-öğretim yılını tebrik ederken… Salıyorum kendimi arada bir Doğaya, gökyüzüne, evrene Ben de bir icat geliştirdim laf aramızda Kucağımda uyutmayı can`ları ve kucaklarında uyumayı dostların… Hepimiz bir kedi yavrusuyuz aslında şu üç günlük dünyada Tamam efendim, kiminiz köpek olun, kiminiz karga İllaki hayvan olmanıza gerek de yok aslında Açlık ihtiyacımız sevilmektir, yoksulluk ihtiyacımız bağra basılmak… Biter bu diktatörlerin ve biat edenlerin zamanı Sevmemiş, sevilmemiş, özlenmemişler Geçer bu zalimlikler Açlık ve yoksulluk sınırı doğru tahlil edildiğinde… Kurulunuz bir aynanın karşısına Okşayın yüzünüzü ve ruhunuzu Aşk`lık sınırınızı belirleyin ve mutluluk sınırınızı İnanıyorum ki başka bir dünya mümkün olur… Siz kendinizin nesi oluyorsunuz bayım Ben kendimin delisiyim Dinimi, ırkımı, bayrağımı soracak olursanız Boşuna delirmedim, var bir bildiğim... Ergür Altan
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.