Zaten hepimiz kendimizi sordugumuz sorulara gore belirleriz.tercihlerimiz sorularimizdan gelir.nasil sorusunu soranlar gercek hayatin gercek ugraslarini en iyi ogrenenlerdir.bilimle,sanatla,dunyayi dunya yapan her bransla ilgilenirler.siyasetciler buradan cikar.cunku kendilerinden oncekilerin nasil yaptiklariyla ilgilenip mesgul olmuslar ve akillarina baska bir soruyu getirmemislerdir.kim ya da ne ile baslayan sorular ise fail arayan,yaratici,yok edici kisi ya da olay arastiran insanlarin hayatlarini cizer.alin yazisi varsa bunu bir de yazan vardir.ve bu insanlar dinle ilgilenirler.sorularini kutsal kitaplara yonlendirirler.ve en sonunda sorularina neden diye baslayanlar gelir.sonunda diyorum cunku aralarinda kronolojik bir sira oldugu bir gercektir.insan once hayatta kalmis sonra inanmis ve en son reddetmistir.neden sorusu ise ne hayati,ne de yaraticiyi merak eder.merak ettigi tek konu kendisidir.filozoftur.dusunur nedenleri merak eder.ama tek sorun elindeki nedenlerle ne yapacagini bilememesidir.nasili soran bildiklerini kullanarak hayatini kazanir.kimi soran tanrisini bulur ve tapar.nedeni soran ise nedenleri bulur,bir sure savunur ve unutur.ve boyle gider.varligina farkli nedenler bulmaktir insani ilerleten.ancak neden sorusunu soranlar icinde bir azinlik bulduklari ilk nedene takilip kalir.onda israr eder.degistiremez,unutamaz.ve butun insanlik ilerlerken o azinligim mensuplari sabit kalir.ya yok olurlar ya da butun dunyayi ve barindirdigi farkli nedenleri reddederek yasarlar.
Sayfa 44Kitabı okudu
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.