Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu olsun!
Atatürk, 12 Nisan 1934 akşamı İzmir'de İzmir Palas salonlarında Hakimiyeti Milliye Okulu fakir çocukları menfaatine verilen baloyu şereflendirir. Öğrencilerden Ali isminde bir çocuk ortaya gelir; fakat heyecandan bocalar, konuşamaz; derken küçük Ali coşar kendinden geçer, kollarını Ona doğru uzatarak içten gelen bir sesle: "Senin ismini andıkça, senin resmine baktıkça, seni karşımda görünce damarlarımda bir şeylerin kaynadığını duyuyorum. Ah seni doya doya öpmek istiyorum" diye haykırır. O zaman o da kollarını açar "Öyleyse gel" der. Ali koşar boynuna atılır. Diğer çocuklar dururlar mı? "Bizde, bizde..." diye bağrışarak koşarlar. Öperler, öperler. Paşalar, Yaverler, herkes heyecandan ve sevinçten ağlamaktadırlar. Bir avuç Türk yavrusunun içten gelen coşkunluğu, onu sarsmış, heyecanlandırmıştır. Gözlerine dolan yaşları zapt etmek için dudaklarını ısırır, sonra heyecandan titreyen sesle yanındakilere dönerek: "İşte benim neslim bunlar! Bunlarla biz akranız" der.
Sayfa 56 - Güven Kitabevi
··3 alıntı·
2 artı 1'leme
·
130 görüntüleme
Tengrigens okurunun profil resmi
Gerçek bir bayram gibi kutlayamadığımız bayram. Ulus kavramı dünyanın en tehlikeli kavramıymış gibi görülüp, egemenlik güçlünün zayıfı ezdiği bir ayrıcalığı gibi pazarlanıyorken; bir çok insan ülkenin temellerine dinamit döşenmesine ses çıkarmadan kendini Atatürkçü, devrimci, cumhuriyetçi vs. lanse etmekten çekinmiyor, ironik. Kafam bir çok olumsuzlukla dolu. Neyse çocukların ve çocuk ruhunu koruyabilenlerin bayramını kutlarım.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.