“Pardon devlet memuru musunuz?”
“Sapık mısın?”
“Hayır. Memur musunuz?”
“Değilim.”
“Güzel. Ben sapık değilim siz de memur
değilsiniz. Peki o zaman bu şehrin en işlek
caddesi hangisi acaba? Herkesin bir gün mutlaka
geçeceği cadde.”
“Ne bileyim İstiklal Caddesi herhalde. Sen
kimsin?”
“Bu hayatta rastgele çevirdiği telefon
numaralarında karşısına çıkan seslerden başka
kimsesi kalmamış biriyim. Belki de ben senin
şuuraltınım.”