Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Batı aslında sadece demokrasiyi ihraç etmemiştir, topyekün bir felsefeyi de yanında pazarlamıştır. En basitinden ““özgürlük” ve “eleştirel düşünme” gibi kulağa hoş gelen moda tabirleri, demokrasinin yanında verilen eşantiyonlar olarak düşünebiliriz. Biz demokrasi ve eşantiyonlarından oluşan bu seti aldığımızda, aslında farkında olmadan düşüncelerimiz de batılı insanın düşüncelerine benzemeye başlıyor. Faraza “özgürlük” denildiği vakit batılı insan, eşcinsellerin birbiriyle evlenebildiği özgür bir ortamı algılarken, bizde ise özgürlük “kulluk” kelimesine tekabül etmektedir. Yani demokrasi ve onun uzantısındaki felsefi dünya görüşü, bizim bütün algılarımızı değiştirmeyi ve bize batılı algılama şeklini benimsettirmeyi hedefliyor. Bütün terimlerin bizim anladığımız gibi değil kendi anladıkları gibi anlaşılmasını istiyorlar ki bu da bizim kimliğimizden uzaklaşmamız anlamına geliyor. Felsefeden etkilenmediğini söyleyen insanların bile aslında onun etkisinden kendisini kurtaramadıklarını düşündüğümüzde, batılı insan gibi düşünmeye başlayan insanların demokrasi hakkında da en doğru hükme ulaşabileceklerini söyleyemiyoruz. Buraya kadar olan bölümü özetlersek, demokrasi konusunda doğru bir hükme ulaşmaya çalışan bir Müslüman önce şu iki sarp yokuşu aşmak zorundadır. Birincisi sistemin desteklediği ve medyamn da körüklediği şartlanmışlıktan kurtulmak... İkincisi de felsefenin kirine bulaşmamış olmak. Kanaatimiz odur ki bu iki yokuşu aşamayanlar hakikate de ulaşamayanlardır. Bu iki sarp yokuşu aşmanın yolu ise ihlas ve samimiyet düsturlarını hayata geçirmek ve takvalı olmaktır.
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.