“Annem dün öldü, yıllar önce, dün. Biliyor musun, gidişinin ertesi günü beni en çok şaşırtan, hareket etmeyi sürdüren arabalarla, benim dünyamın kısa süre önce yok olduğundan kesinlikle habersiz görünerek yürüyen yayalarla dolu yolların, kenarlarındaki binaların, hala yerinde durmasıydı. Ben dünyamın yok olduğunun farkındaydım; bozuk bir fotoğraf filmi gibi yaşamıma sabitlenen o boşluk yüzünden. Çünkü, sanki bir saniye içinde bütün yıldızlar düşmüş ya da sönüvermişler gibi, ansızın kentin sesleri kesilmişti.”