Varoluş, hiclik, dusunmek, humanizm. Kitap yalniz ve sıradan bir adamin psikolojik bunalimindan yola cikarak derin felsefi dusunceler iceriyor. Kitapta Sartreye gore insan rastgele olarak dunyaya gonderilmis ve her canli gibi var olmak zorunda olan bir varliktir. Insan dusunmeye ve ozgurluge mahkumdur, dusundugu ile varolusmaktadir ve var oldugu icin dusunmelidir.
Albert Camus gibi hayatin onemsiz oldugunu vurgular ve hayatta kendini bir fazlalik olarak gorur. Insanin hayatta kendisi icin kişisel sorumluluklari olmalidir. Aldigi bu sorumluluklar nedeniyle derin bir aci cekebilir veya korkabilir. Burda schopenhauere benzeyen bir yonu ortaya cikiyor; hayati izdirap olarak goruyor.
Hiçlik ve "Hayatta neden varız"ı sorgular. Ona gore hayatta var olmamiz icin hicbir sebep yoktur. Incelememi bir alintiyla bitirmek istiyorum: “Hepimiz şurada oturmuşuz o değerli varoluşumuzu sürdürmek için yiyip içiyoruz. Oysa, var olmaya devam etmemiz için hiçbir, hiçbir neden yok.”
Insan dunyaya atildiktan sonra yaptigi herseyden sorumludur bunun icin dusunmeli, haksizlik ve zulume karşi dusuncelerini aciklamalidir.