Kitapla ilgili yorumumu kendime saklamam, taşlanmamı engeller diye düşünmüştüm ama De Sade'ın başka kitaplarını da okumuş, sapkın diye adlandırdığımız bakış açısını anlamlandırabilmek için hayatını incelemiş (BOUN kütüphanesine minnettarım) biri olarak, birkaç cümle kurmak gereği duydum. De Sade,sadece içinde yaşadığı dönemin ahlak yoksunluğunu, kalemiyle abartarak yazıya dökmemiştir. Kendisi de ahlak yoksunudur. Birincil tanığımız ise karısıdır. İlk cinsel saldırı suçlamasından yakayı sıyırmayı başarsa da, takibinde işlediği suçlar kaçışını imkansız kılar ve eserlerinin çoğunu hapiste yazar. Sapkın davranışlar ile idam edilmek üzere hapse atılan De Sade'ın, yasaklanan ve belki de hiç basılmamış, birileri tarafından çoğaltılıp okunmamış olması gereken kitaplarının, bugün elimizde oluşunu sorgulamak gerekir belki de. Marquise De Sade, bu kitapları yazarak içindeki arzu köleliğini, deneyimlerini, mahkumiyet sürecinde canlı tutabilmek için kağıda döküp, kendisini hedef haline getirmiş olsa da, kitaplarını gizlice okuyan bir kitlenin varlığını da yadsımamak gerekir. Bu noktada, aslında De Sade 'ın "zaten kölesi olduğunuz arzuyu, saklamak niye?" sorgusunun altında yatan iki yüzlülük eleştirisini ve asıl değinmeye çalıştığı erdem yozlaşmasına kapılmış toplumu görebiliyoruz.. Aforizmalarını okumak, tek başına, ne saçmalamış bu yazar hissi verecektir.. kitaplarını elinize alıp okumak ise midenizin kaldıramayacağı kadar ağır etki yapabilir.. Yine de, De Sade kendini en iyi ifade edebildiği yol ile, acı ve hazzı kullanarak toplumu sorgulamak yoluna gitmiştir, okunmaya değerdir..

En Çok Kendisine Yabancıdır İnsanMarquis de Sade · Aylak Adam Yayınları · 20161,157 okunma

·

30 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

DlkSzgn