Merhaba arkadaşlar Doğu’da hem ilçe hem de köy okullarında çalışan bir öğretmenin yazacağı cümleler olacaktır bunlar. Doğu’da köy okullarında çalışan bir öğretmenden önce , Doğu’da köy okullarında okuyan bir öğrenciydim ben. Belki yüksek dağlar, kapanan köy yollarımız olmadı ama yabancısı olduğumuz bir resmî dilimiz vardı. Televizyondan, telefondan, kitaplardan uzak yani Türkçe’den uzak bir nesildik biz. Ama biz çok şanslıydık Ali Öğretmen’imiz geldi. Bizlere tıpkı bu kitaptaki öğretmen gibi okumayı, yazmayı, dünyayı öğretti. Ve şu an bu satırları bir köy okulundan çıkan öğretmen olarak yazıyorum. Ve ben şu an aynı şekilde geleceğe Ali Öğretmen’in kazandırdığı gibi nice Rukenler kazandıracağım.
Kitabın adından da anlaşıldığı gibi Hakkari ilinin, rakımı 2000’lerde olan bir köy okulunda hem de kış mevsiminde yani zorlu koşullarda çocuklara eğitim öğretim vermeye çalışan bir öğretimenin kendi ağzıyla şiirleştirilerek anlattığı hikayedir. Öğretmenin kalemiyle ,yabancısı olduğu dili, bölgenin coğrafik konumunun karşısında zorlanmayı, ölümü; ölüm karşısında çaresizliği, kuralsızlığı, hukuk ve adaletin uğramadığı o eski Doğu’yu göreceksiniz. Ve buna rağmen bu öğretmenin çabalarını göreceksiniz.
Doğu’da çalışan her öğretmenin okuması gerektiğini düşünüyorum. Zira bu cümlelerim size ağır gelebilir: Burası stajyer yetiştirme merkezleri değil, burası üç yılını tamamladığında gideceğin için gün saymaktan dersine odaklanamadığın yer değil, burası Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı bir bölge. Koşulları ne olursa olsun sen buraya gelmeyi kabul ettiysen; tıpkı bu kitaptaki öğretmen gibi gerçekten öğretmen olacaksın. Tıpkı Ali Öğretmen gibi. İyi akşamlar.