Yaşananlar öyle kolay unutulur mu? Mızrak artık çuvala sığar mı?Dostoyevski'nin 1872 yılında tamamladığı büyük romanı Ecinniler, düzeni değiştirmek için bir araya gelen idealist gençlerden oluşan bir örgütün küçük bir Rus kasabasının sıradan hayatında yol açtığı büyük ve sarsıcı değişimleri anlatır. Kariyerinin daha çok başında muhalif Petraşevski grubuna üye olmak ve devleti yıkmaya çalışmak suçlamalarından idamdan dönen Dostoyevski bu tarz küçük hücrelerde neler yaşandığını çok iyi biliyordur, o yüzden de romanına bu hayatı tüm gerçekliği ile yansıtır.
Dostoyevski’nin hep yaptığı gibi hikayenin merkezi yönetime başkaldırı olsa da hikayeyi çevreleyen karakterlerin çeşitliliği, derinliği ve yan hikayeler romana müthiş bir güzellik katar. Bir yanda sıkıcı kasaba yaşantısını -Nuri Bilge Ceylan’ın “Kasaba” filmini hatırlayın- ve kasabada çoğunlukla pinekleyerek zaman geçiren iyi niyetli, saf ve tembel soylu kesimini tanırız; diğer yanda ise yurtdışındaki özgürlükçü fikirlerden etkilenmiş, köhnemiş yönetimden sıkılmış, geldikleri bu sıkıcı kasabada devletin otoritesini sarsacak çarpıcı bir eylem yapmak isteyen ama nasıl yapacağını bilemeyen romantik Rus idealist gençlerini görürüz.
Tonton ihtiyar Stefan Trofimoviç… romanda Rusya’yı temsil eder. Evladının kendisini beğenmemesi, küçümsemesi, tüm değerleri ile dalga geçmesi Stefan Trofimoviç’i kahreder; küser, gücenir evladına. Halbuki geçmişte kumar borcu nedeniyle insanını gözünü kırpmadan kaybetmiştir ve şimdi olayların çığrından çıkmasına sebep olan işte bu insanıdır. “Barışalım” der Stefan Trofimoviç; Rusya evlatlarını, evlatları ise Rusya’yı bağışlasın ister. Görgülü, kibar, sert, tembel, anlayışsız, kifayetsiz baba; genç, delifişek, meraklı, öfkeli evlatlarını onca ihmal ettikten sonra yaşananları unutmak ister. Yaşananlar öyle kolay unutulur mu? Mızrak artık çuvala sığar mı?