Bazı ressamlar resimlerini fiilen yapmakta oldukları zamanlarda, belli bir aşamaya gelince resimlerini bir aynaya bakar gibi inceleme alışkanlığı edinirler. O noktada aynada gördükleri, eserlerinin ters çevrilmiş halidir. Böyle yapmakla neyi murat ettikleri sorgulandığında, kendilerinin bu yolla resimlerini yeniden görme, eserlerine yepyeni bir gözle bakma imkânı bulduklarını ifade ederler. Aynada bir ân için gördükleri, resmin odaklandığı
gelecekteki ânın içeriğine benzer bir şeydir. Ayna, bir ressam olarak o ândaki bakışlarını yarı yarıya unutma ve gelecekteki bir izleyicinin bakışından
bir şeyleri ödünç alma fırsatı sağlamaktadır.Yukarıda yazdıklarım belki yine fotoğraflarla kıyaslamaya gidilirse da-
ha berrak bir dille ifade edilebilir. Fotoğraflar geçmişin kayıtlandır. (Fotoğrafçının ve bu kayıttaki öznelliğinin taşıdığı rolün önemi, fotoğrafların birer
kayıt olması gerçeğini değiştirmez.) Resimler ise geçmişten alman kehanetler, izleyicinin resme bakmakta olduğu ânda gördüğü şeyle ilgili kehanetlerdir.
Bazı kehanetler çabuk tükenir, resmin odaklandığı şey kaybolurken, bazılarında bunun tersi olur.