Komünizmle mücadelede kullanılacak yollar hakkında Türkçülerin tavsiyelerini
görmek açısından Ötüken’in başlattığı anket de bizim için önemli bir veri teşkil
etmektedir. Yukarıda değinmiştik, anketin ilk sorusu “Türkiye’de, millî varlığımızı
tehdit edecek şekilde bir Komünizm tehlikesi var mıdır?” şeklindeydi. İkinci soru ise
şöyleydi: “Varsa, nasıl yapılmaktadır ve buna karşı tedbir ne olabilir? Yoksa, bu
iddiaların sebebi nedir?” Türkçülerin bu soruya verdikleri cevaplar muhtelifti. Biz,
Nejdet Sançar’ın cevabına bakarak onların bir hülâsasını ve toplamını vermek
niyetindeyiz:
a) Komünizmin memleketteki kaynaklarını kurutmak.
b) Komünistlikleri, mahkeme kararıyla kesinleşen kişileri, bu zararlı fikirleri
yayabilecek yerlerden uzaklaştırmak.
c) Radyo, tiyatro, sinema, basın gibi bütün vasıtalardan faydalanarak, Komünizmin
korkunç mahiyetini, devamlı şekilde, milletimize anlatmak
ç) Komünizme karşı olan hareketleri ve bilhassa yayınları teşvik etmek, desteklemek
d) Haksızlık, zümre tahakkümü, iltimas, rüşvet, vesaire gibi, memleketleri kökünden
sarsan bütün insanlık dışı hareket ve davranışların kökünü kazımak.
e) Türk milletini yükseltecek ve bütün fertleriyle toptan mutluluğa eriştirecek olan
Türk milliyetçiliğini, devlet hayatımızın bir numaralı ilkesi olarak kabul etmek ve
uygulamak.
Sonuç olarak görülmüştür ki, Türkçülerin en fazla uğraştıkları, en fazla kafa
yordukları meselelerin başında Komünizm geliyordu. Hatta bu durum bazen o kadar
ileri gidiyordu ki Türkçüler, Türkçü olmaktan ziyade, tek vasıfları Komünizm karşıtlığı
olan birer antikomünist gibi davranıyorlardı. Elbette bunun, onlar açısından, belli başlı
sebepleri vardı. Onlar Komünizmi bir fikir olarak görmüyorlardı. Türkçüler için
Komünizm, bir milletin “emperyalist” hedeflerine ulaşmak için kullandığı bir “araç”tı.
O millet ise Türk’ün “ezelî” düşmanı “Moskof”tu. Gerçekten de Türkçülerdeki
“Moskof” algısı onların Komünizm tahlillerinde en belirleyici amillerdendi. En önemli
ideolojik kaynaklarından biri tarih olan Türkçülük, zamanda geriye doğru gittiğinde
birkaç büyük “düşman”la karşılaşıyordu, ki bunların en başlarında da Ruslar geliyordu.