Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

531 syf.
7/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Prospektüsle okunması gereken romanlardan biri… Prospektüsün hemen başında Times New Roman yazı tipi 14 yazı büyüklüğü ve kırmızı renkle şu uyarı bulunmalı : HAMİLELİK DÖNEMİNDE VEYA BUNALIMDAYSANIZ ÜZERİNİZDE YOĞUN MİKTARDA MURAT KEKİLLİ ETKİSİ YAPABİLİR. Kahramanlar hayattan ( toplumun “ ama daha çok erken, olmaz, size izin verirsek diğerleri de isteyebilir, buna izin veremeyiz” dediği bir yaşta) o kadar bunalmışlar ki sanki her cümlelerinde “ bitse de gitsek” diyorlar. Cehennem Silahı 1 ‘ deki Mel Gibson gibi kitap boyunca ağızlarında dolu bir silahla dolaşıyorlar. Mahsun, nasıl Türkiye’nin tüm sorunlarını tek bir filmin içinde çözmeye çalışıyorsa, ( Alem buysa kralı kendisi olan Abimiz, cinsel tercih özgürlüğünü de terörü de aynı filmin içine sokabilmiş ender insanlardandır.) yazar da hayatta var olan tüm kötülükleri bir kitabın içine sıkıştırmaya çalışmış. Kitabın geneline pipolu pesimist ucundan azıcık nihilist bir bakış açısı hakimken, Dan Brown’u kıskandıracak kadar sayfa çevirtecek bir anlatım tarzı eser miktarda da olsa görülebiliyor. Yazar bir deney yapmış gibi okur üzerinde. Bir meselesi var bunu monologlarla yazmış bir köşede. Bakmış ki Canım Türkiye’m bunu okumaz, o da çözüm olarak bir maceranın içine gizlemiş. Bu kadar monoloğun hakim olduğu roman cesaret ister. ( Ki bunu da romanda monolog sevicilerinden biri olarak söylüyorum. Mesela Cevdet Bey ve Oğulları romanı benim için 100 sayfadır. Neredeyse 100 sayfa boyunca sadece Cevdet Bey’in kafasından geçenleri okuruz. Sonraki 500 kusur sayfada ise “ la bi bitmediniz dedirtesice” ıssız adamlar kitabı işgal eder) Birkaç yerde Oğuz Atay’la karşılaştırıldığı yazılar okumuştum. Şimdi fırın-ekmek muhabbeti yapacağım ama tırsıyorum. Yok bu sefer sitedeki YKST cilerden değil son birkaç ayda ortaya çıkan DOYMAZLAR grubundan. Parantez açıp DOYMAZLAR’ dan bahsedeyim biraz; toplam okuduğunuz kitap sayısı ile son okuduğunuz kitabın sayfa sayısından yararlanarak elde ettikleri çok gizli formülleri aracılığı ile son yaptığınız yorum yüzünden sizi çarmıha gererken kullanacakları çivi sayısını hesaplayan bir grup. ” Bu mu “ veya “ x sayfalık kitaba yaptığın yorum bu kadar mı” şeklinde birbirlerini tanımalarını sağlayan parolaları var. Bu iki arkadaşın grubun gizli liderleri olduğunu düşünüyorum. ( youtube.com/watch?v=VoSxO8u... ) Kurduğu cümleler balta girmemiş ormanlardaki kadar özgün olsa da neredeyse her cümlede ağdalı bir benzetme yapması okuyucuyu epey bir yoruyor. Ne olursa olsun “ farklı ol canımı ye” diyenlerdenseniz sıkılmadan okuyacaksınız. ( Bunalmadan demedim!!! ) Çok uzun oldu farkındayım ama azcık daha söyleyeceklerim var. Kitabı okurken aklıma gelen bazı küçük notları da paylaşayım, beyninizi tam olarak eritmiş olurum diye düşünüyorum: Yazarın kitap boyunca kurduğu çoğu cümle sanki Erdal Beşikçioğlu tarafından şu ruh hali ile söyleniyordu ( youtube.com/watch?v=-Mo2j2s... ) Nedensiz bu yoğun şiddet Haneke’nin bu filmini hatılatıyor ( imdb.com/title/tt0119167... ) Son olarak da; İnsanlıktan nasibini almamış ( veya bizim makyajsız ham halimiz olan) bu iki karaktere nasıl oluyor da sempati duyabiliyoruz. Seri katillerle evlenmek isteyenlerin yaşadığı medeni devletlerden bir değiliz sonuçta. Böyle düşününce de aklıma deadpool geldi. ( imdb.com/title/tt1431045) İki kitap yorumu okuyum da zaman geçsin deyip, bu uzun yorumda beyin ölümü gerçekleşen tüm kayıplarımızın anısına, herkesi bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum...
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226,8bin okunma
·
39 görüntüleme
Busra korhan okurunun profil resmi
Galiba filmler ile kitaplar araniz çok iyi . Bu kitap beni bir ruh halinden öbürüne soktu . Ana karakterle bir türlü sempati duyamadım ama şu varki kitabıda elimden bırakmadım. Okurken sık sık ara verdim . Sonunu bilmiyorum ama ilginç olacağını tahmin ediyorum
Meşrebi Kalender okurunun profil resmi
Yorumunuzdan sonra kendi yorumumu tekrar okudum. Kabul ediyorum, “Hey bana bakın ben sinefilim ve bitmedi, hemi de bibliyomanım” der gibi olmuş biraz. :) Aslında İki özelliği de sahip değilim. ( Yan cebime koy tarzında bir mütevazilik de yapmıyorum ha!!!) Zaten yeterince zamanınızı çalmış ve benim hakkımda yazdığınız bir gıdım yoruma sizi pişman etmiş olmanın rahatlığı ile – cebren sözünü de açmışken- kitap ve sinemanın benim için ne anlama geldiğini paylaşmak isterim. Haluk Bilginer bir röportajında “tiyatro yapmasam kafayı sıyırırdım” diyordu. Bense acizane ( not naçizane), kitaplar ve filmler olmasa sıyırırdım diyorum. Veya daha çok tahtam eksik olurdu da diyebiliriz. Kitaba gelirsek, ilk yorumuma ek olarak sadece, okuduğunuza pişman olmayacağınızı söyleyebilirim. Teşekkürler…
Deniz Kıran okurunun profil resmi
Benim zevkten dört köşe olarak, herkese okutmaya çalışarak, bir de üstüne sağa sola hediye ederek paylaşımımı zirveye çıkardığım bir kitaptır kendisi. Yazarının yirmi üç yaşındayken yazması bu kitaba biraz daha anne şefkatiyle yaklaşmama sebep oldu. Sanki ben yetmiş... Bireyselliğin övüldüğü, sonra da bireyselliğin gömüldüğü bir kitap olarak damağımda kaldı izi. Yeniden okuyabilirim ama galiba yetmişime gelebilirsem... Saygılar...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.