Gizemli önde, Yasemin'le evden çıktıklarında sokak bomboş ve hava iyice kararmıştı. Evlerden gelen sesler azalmış ancak daha belirginleşmişti. Islak zeminden yansıyan sokak lambalarıyla it yalasa doyar dedirten pis çöp tenekelerine inat etraf gıcır gıcır görünüyordu. Bodrum katları pencerelerinden gelen rutubet kokuları Yasemin'in dimağını okşayarak nerede olduğunu hatırlatıyordu. Gizemli bir anda durup, arkasına dönüp baktı, sonra eskisi gibi yürümeye devam etti. Sanki Yasemin'in arkasında olduğunu kontrol etmekten çok söylemeyi düşündüğü şeyi bir anda söylemekten vazgeçer gibi. Yasemin o sırada bu hareketin kendisini kontrol etmek için olduğunu düşündü.
Biteviye binalarla sınırlanmış, üzerinde küçük sıradan dükkanların olduğu bir caddeye ulaştılar. Daha aydınlık caddede Gizemli'yi daha iyi gözleme imkanı olan Yasemin, Adam'ın sağ paçasının sol paçasından daha uzun olduğunu ve yolu süpürmekte olduğunu gördü. Bir an için uyarmak ve düzelttirmek istedi fakat içinden boş vermişliğin 'aman canım'ını çekip takibe devam etti. Akıl Hocası'nı daha az düşünür olmuş yönlendirilme ve iradesini başkasına teslim etmenin rehavetiyle cadde bitimine kadar yürüdüler. Yasemin caddenin bittiğini, yol boyunca izlediği ayaklarının durmasından sonra fark etti. Solunda beliren otomobile Gizemli'nin işaretiyle sağ ön koltuğa bindi, Gizemli de Yasemin'in arkasından otomobile bindi. Alışkanlığın verdiği doğallıkla bakmadan anahtarı kontağa sokup çalıştırdı. Yasemin "nereye?" demek istedi, fakat Gizemli'nin daha önce söylediklerini hatırlayarak sustu.