Gönderi

Mâsiva yorumladı.
Katılımcılar ve Yorumlar: #5801199 Kurallar: #5782014 (BUTUNLESTIRILMIS HIKAYE) Islak, nemli ve soğuk bir akşamdı. Herkesin akşam yemeği için evlerine girip sıkıca kapısını kilitlediği Medine Sokak’taki lambalar yeni yeni ışıldamaya başlamıştı. Evlerden sokağa taşan çocuk çığlıkları
·
273 görüntüleme
Mâsiva okurunun profil resmi
Öne Çıkan Yorum
Yasemin düşündü evet ne işi vardı burada. Ailesine tam ihtiyacı olan yaşta bırakılmıştı bir yetimhaneye. Peki neredeydi ailesi? Ne yapıyorlardı? Ne olmuştu da bırakmışlardı Yasemin'i bir başına. Aklı karmakarışıktı. Ne yapacak ve ne hissedecekti nereden gelmişti buraya. Aklında tek bir soru " Ben burada ne yapıyorum?" Korkmuş ve az önceki manzaradan çok ürkmüştü. Birden aklına geldi belki bu kadar silik bir insan olmasa kimse onun farkında olmayacaktı. Pişman mıydı? Gizemli adama doğru yürüdüğü o saniyeler içerisinde neler düşünmüştü. Korkuyordu ama belli edemezdi. Hocasına söz vermişti. Onu asla yarı yolda bırakamazdı. Peki bu adamlara nasıl güvenecekti...
Uğur okurunun profil resmi
Hoca camdan dışarı boş boş bakıyor sağ elinin baş parmağı ile sol elinin baş parmağının üzerindeki kurumuş deriyi soymaya çalışırken ara ara sokaktan nadir geçen arabalara da dikkat vermeye çalışıyordu. Ama aslında tüm dikkati Yasemin'den gelmesi gereken ya da büyük istekle beklediği haberdeydi. Yasemin ikinci görevi alıp kendisini aramasının üstünden yaklaşık olarak 9 saat büyük bir stresli bekleyiş ile geçmişti. İlk görevi başarı ile sonuçlandırmış ama ikinci görev Yasemin için gerçekten de ağır mı olmuştu? Gölge ve tayfasını ortadan kaldırma fikrini sadece Yasemin'e verme düşüncesi gerçekten de yanlıştı, Kurt bile bunu duyduğunda Hoca'ya karşı çıkmış en azından bu işi beraber yapmalarını teklif etmişti. Kurta göre sonuçta Yasemin sahaya yeni çıkmış ve infaz üzerine eğitim almak yerine daha çok köstebeklik üzerine eğitim almıştı. Ama Kurt öyle değildi aksine Avrupa ve Türkiye'deki birçok faili meçhul olan veya olmayan duyulan yada duyulmayan infazların arkasında olan gizli isim Kurt bu infaz görevini de almak istemiş ama Kurt'un deşifre olmaması için Hoca kesinlikle bu teklifi reddetmişti. Hoca daha fazla bekleyemeyecek Yasemin'in Gizemli ile beraber Turgay'la buluştukları garaja gidip kontrol edecekti. İşlerin ters gittiği haberini almak için daha fazla beklemenin yersiz olduğunu fark etmiş ve bir an önce esas durumu öğrenmek istiyordu. Kesinlikle öğrencisinin kendisine ihtiyacı vardı. Bu durum ile beraber Hoca uzun bir aradan sonra sahaya inecek eski hünerlerini büyük ihtimal tekrardan sergileyecekti, Hoca sahaya inmeyeli 12 sene olmuş, 12 senedir tüm görevlerini Kurt üstlenip sonuçlandırır olmuştu. Kurt aslında tekrardan yanında olsa çok iyi olurdu ama bu durumda Kurt'tan yardım isteyemezdi onun bu göreve karışmaması gerekiyordu ve tekrardan beyninde aynı düşünce oluştu evet tek başına gidecekti. Hoca imperteks kumaştan olan koltukaltı silah kılıfına berettasını yerleştirip kılıfın kayışlarını hazırladıktan sonra askıdan ceketini alıp sonra daireden dışarı çıktı. 35 DAKİKA SONRA Hoca yaklaşık olarak 4 dakikadır yürüyordu. Toyota'sından erken inmiş etrafı gözetleyerek gelmiş ve şimdi garajın içinde bulunduğu bahçeye arka taraftaki çitten atlayarak girmişti. Hem çitten atlamanın verdiği efor olsun hem de 57 yaşının verdiği yorgunluktan olsun kalp atışları hızlanmış sırtında soğuk soğuk terler birikmeye başlamıştı. Ama hala zinde hala gizli operasyonlarda başarı gösterebilecek tecrübeyi kendisinde olduğunu haklı olarak hissediyordu. Hoca kılıfından berettasını çıkarmış namlusu yeri görecek şekilde yavaş yavaş yürüyordu, garajın camına yaklaşırken olabildiğince sessizce yürümeye çalışıyor bastığı yerlerde herhangi bir ses çıkartabilecek çalı çırpı olup olmadığını kontrol edip her adımını dikkatle ona göre atıyordu hatta bahçede kötü bir beklenmedik karşılaşma olabileceği düşüncesi ile hem hazır olmak hem de metalin birbirine sürtünme sesi çıkmasın diye arabasından inmeden önce berettasının mermisini hazır hale getirmişti. Cama yaklaştı ve sırtını duvara vererek cebinden çıkardığı aynayı camdan içeri tutarak ilk önce etrafı gözetledi ve aynada sırtı dönük olarak gördüğü iki adam anlayamadığı bir işle uğraşıyordu, aynayı aşağı indirip camdan içeri baktığında gördüğü manzara karşısında boğazında büyük bir düğümlenme oluşmuştu. Turgay sigarasını içip garajın içine mavi dumanlarını bırakırken yanındaki tanımadığı adam yere serili brandayı siliyordu, brandanın rengi üzerindeki kan ile görünmez hale gelmiş, brandanın üstünde pıhtılaşmış kan paspas ile silindikçe kendi yeşil rengini göstermeye başlıyordu. Hoca brandanın biraz ilerisinde yerde kanlar içinde yatan Kurt ile Yasemin'in görüntüsü zihninden asla silinmeyecekti. Hem akan kandan hem de görünüşlerinden çektiği eziyeti anlayabiliyordu. Hoca plan yapmak üzere karşısındaki görüntüden kurtulup zihnine odaklanmaya çalışırken ensesine soğuk sert bir metalin değdiğini hissetti ve arkasından o tanıdık sesi duydu. - “Hoş geldin Hoca, her şey buraya kadarmış.” Gölge hiç düşünmeden Hoca’ya cevap hakkı vermeden tetiğe bastı ve insan her ne kadar alışık olsa da kulağı kısa bir süre çınlatan o sesten sonra eli ve garajın camı kan ve kemik parçaları ile kaplanmıştı.
Nurhan Işkın okurunun profil resmi
Yasemin, adama doğru bir adım atıp," Artık bu görev senin,"dedi ve devam etti." Bugün bu işi bitirmelisin,hocamızın yıllardır araştırıp ulaştığı bu bilgiler bizim için çok önemli. Mektubun içeriğini tam bilmesem de tahminimce aramızda bulunan casusların yazılı olduğu ve senin neler yapman gerektiğini eminim en ince ayrıntısına kadar yazmıştır. Artık bu işin geri dönüşü yok. Buraya gelirken çok dikkatli davrandım fakat çıktığımda hayata kalacak mıyım bilmiyorum eğer ben geri dönmeyi başaramazsam sen görevini bitirip mutlaka hocam ile temasa geç. Bu eve bir daha uğrama," diyerek sözünü bitirdi. Konuştukça üzerinde ki korku ve kendine olan güvensizliği azalmıştı. Adam hiç ses çıkarmadı ve zarfı eline alıp açtı. Yasemin ise onun yüzünde beliren ifadeyi ve şaşkınlığı fark ettiyse de sormaması gerektiğini çocukluğundan itibaren aldığı eğitimden biliyordu. Bu adamın namı hocasının yanında ulaşılmazdı. Yıllardır duyduğu ismi ile kendi düşüncelerinde onu çok farklı yaratmış ama burada gördüğü adam ile hiç bağdaştıramamıştı. Sadece bir konuda hocasının hakkını yiyemezdi. Adamın gözlerinde ki korkusuzluk o kadar barizdi ki onu hiç tanımayan biri bile onun acımasız bir olduğunu hemen anlardı. Yasemin daldığı düşüncelerden adamın mektubu tekrar zarfa koyması ile geri döndü. Adam elinde tuttuğu zarfı masanın üzerinde yanan mumun ateşine tutarak yanmasını seyretmeye başladı. En köşeye, eline yaklaşan aleve kadar bırakmadı, daha sonra izmaritle dolu küllüğe bırakarak tam olarak yanmasını izledi. Alev sönünce kurşundan daha keskin bakan gözlerini Yasemin'e çevirerek, "Hiç bir yere gitmiyorsun. Bana şimdiye kadar bilgi getiren hiç kimse yanımdan kendi isteği ile ayrılamamıştır. Yoksa hiç görünmeyen benim namım nasıl destan olarak herkesin dilinde dolanır. Çoğu insana göre ben hiç var olmadım.Bugün "Gölge" diye bir isime sahipsem eğer bu yüzdendir. Beni sayılı olarak gören bir kaç insandan birisin. Hocan sana bu konu hakkında bilgi vermedi mi? Beni gören bir daha gün ışığını göremez," diyerek Yasemin'e doğru bir hamle yaparak onu bileğinden yakaladı.
Mithril / Nobody okurunun profil resmi
Islak, nemli ve soğuk bir akşamdı. Herkesin akşam yemeği için evlerine girip sıkıca kapısını kilitlediği Medine Sokak’taki lambalar yeni yeni ışıldamaya başlamıştı. Evlerden sokağa taşan çocuk çığlıkları ve cızırtılı televizyon seslerine, çöp tenekesini karıştıran kedilerin gürültüsü karışmaktaydı. Sokağın başında genç bir kadın belirdi. Nefes nefeseydi, kısaca soluklandı. Siyah mantosunun üzerinden kafasını sardığı siyah yün şalını yüzünü ve kuzguni siyah saçlarını iyice örtmek istercesine düzeltti. Tedirgindi. Kaçamak bir bakış attı geldiği yöne doğru ve Medine Sokağa çevirdi masmavi gözlerini… Sağ elini cebine soktu, içindekini sıkıca kavradı. Akıl hocası, üstadı ona güvendiğini söylemişti, onu hayal kırıklığına uğratamazdı. Başarısız olmanın tedirginliği ve korkusuyla derin bir nefes aldı, yürümeye başladı tekrar.
Hacı Seydaoğlu okurunun profil resmi
24 yaşında genç bir kadının, tedirgin bir yüz ifadesiyle bir akşam üzeri kapısını çalması onun da telaşlanmasına neden olmuştu. Çünkü yıllardır saklanıyordu ve rutin ziyaretler dışında kimseyle görüşmemiş, insanlarda en ufak bir merak uyandırmamıştı. Kapı deliğinden kadının yüz ifadesini görür görmez hayatının bundan sonrasının, bundan öncesinden farklı olacağını anladı. Şimdi kadınla göz gözeydiler. İkisi de ayakta ve daha bir kelime bile konuşmuş değillerdi. Tanımadığı birisini evine alıp, ayakta onunla göz göze durmak alışılagelmiş bir durum değildi. Fakat ikisi de bu tür bir ayrıntıya takılmıyordu bile. Adamın tek isteği bir an önce ne olacaksa olması, kadının konuşmasıydı. Yasemin de bunu anlamış olmalı ki zarif ve yavaş hareketlerle, adamın yüzüne bakmayı devam ettirirken elini sağ cebine attı. Mektubu çıkarıp masanın üzerine bıraktı. Her ne kadar mektupta ne yazıldığına dair bir fikri olmasa da, bu mektubun adamın eline geçmesi ile gerçekten korkmaya başladı.
Büşra okurunun profil resmi
Artık hızlı hızlı değil temkinli yürüyordu. Her santimini avucunun içi gibi bildiği bu sokak o an gözünde öyle yabancılaşmıştı ki. Bir kere daha sağ cebini yokladı. Bir mektubu taşımanın yükünün böylesine ağır olabileceğini bilmiyordu bu güne kadar. Gözlerini evlerin numaralarına bakmak için kaldırdığında çoktan 23 numaralı dairenin önüne gelmiş olduğunu fark etti. Bir türlü cesaretini toplayamıyordu eve girmek için ancak çok vakti kalmamıştı hızlı olmalıydı. Derin bir nefes aldı, akıl hocasının sözleri kulağında çınlıyordu. ''Yapabilirsin Yasemin yapabilirsin...'' diyerek kendini telkin etmeye çalışıyordu. Bir anlık cesaretle açık kapıdan içeri girdi ve merdivenlerden en üst kata tırmanmaya başladı. Tek bir dairenin bulunduğu o çatı katına ulaştı. Siyah şalını gevşetip uzun siyah saçlarını serbest bıraktı ve ağır hareketlerle zili çaldı.
Bu yorum görüntülenemiyor
Aysel okurunun profil resmi
Beyni hızla düşünmeye, etrafındaki eşyaları çıkarmaya, hızla atan kalbini kontrol etmeye çalışıyordu. Düşüncelerini bir türlü toparlayamıyordu. Neresiydi burası? Neden hocası onu böyle bir yere göndermişti? Kendini bir tür denek faresi gibi hissetmesine sebep olan neydi? Kadın tüm bu dumanlı düşüncelerden henüz sıyrılmamışken, adamın zarif, görünüşüne zıt olarak sanki hiç kötülük yapmayacakmış gibi duran ellerine kaydırdı gözlerini. Ne vardı bu ellerde onu korkutan? Bilemiyordu. Çocukluğundan kalma o korku nufus etti tüm bedenine. Ölümden korkardı o. Her insan ölümden korkar ama başka türlü korkardı sanki. Yitirmekten korkardı bir nevi. Neyi yitirecekti ki? Yitirecek bir şeyi mi kalmıştı. Bu aklına gelince içindeki korku yerini yavaş yavaş korkusuzluğa bıraktı. Gözlerinin içindeki nefreti hissediyordu. Başaracağım dedi kadın kendine. Başarmalıyım bu sefer kimse için yok kendim için başarmalıyım.. Ve yavaş yavaş adama doğru döndü..
Nazlı Demir okurunun profil resmi
Garaja ulaştıklarında Yasemin gördüğü manzara karşısında afalladı. İçeride masaya bağlanmış bir adam hareketsizce yatıyordu. Adamın tırnaklarının tek tek sökülmüş olduğu, işkenceye uğramış kanlar içindeki vücuduna bakakaldı. Gözlerini başka yöne çevirmek istiyor ama yapamıyordu. Hocası yıllardır kendisini eğitirken teorik öğrenebileceği her şeyi öğretmişti. Ölüme karşı bile hazırlıklıydı. Ama verdiği görevlerin hiçbiri böylesine zor ve sınayıcı değildi. Yasemine güvendiği için onu haberleşme aracı olarak kullanıyordu.Gizli belgeleri ulaştırırken iki tarafta soru sormaz ve olağan bir şekilde görev tamamlanırdı. Bu olanlar karşısında da bu yüzden metanetini korumakta zorlanıyordu. Turgay baygın adamın iplerini çözerken, Yasemin de adama doğru yaklaştı ve yüzüne baktı. O anda adam yavaş yavaş gözlerini açmaya başladı. Yasemini görür görmez gözleri büyüdü. Şaşkınlıktan dili tutulmuş gibiydi. Bir şeyler söylemeye çalıştı ama söyleyemedi. Anlamsız sesler çıkartıyordu. Yasemin onu anlayabilmek için farkında olmadan dahada yaklaştı. O anda konuşamamasının sebebini anladı. Adamın dili kesilmişti. Tek tek sökülmüş dişlerinin arasından kan içinde kalmış dilinden geriye kalanları gördüğünde artık kendini tutamadı.Arkasına dönüp gözüne takılan kovaya doğru yöneldi ve içine kusmaya başladı. Adamın ayıldığını fark eden Turgay, kafasına indirdiği yumrukla tekrar bayılttı. Yasemin kendine neden ben burdayım diye soruyor, kendisine bunca yıl bakmış, eğitmiş, babalık etmiş hocasının bu psikopatların yanına gözünü kırpmadan gönderebilişine akıl sır erdiremiyordu. Gölge dahi hocasının tarafında olmasına rağmen onu öldürmekle tehdit etmişti. Eğer plana dahil olmayı kabul etmemiş olsaydı, bu psikopatların ona yapabileceklerini düşündükçe midesi bulanmaya devam ediyor, kustukça kusası geliyordu. "Seninki dayanamadı" diyen Turgay'ın kahkaha sesi geldi arkadan. Adamı çoktan çözmüş arabanın bagajına yerleştiriyordu. "Nerden benimki oluyormuş, onun burda olmasının anlamı bile yok. Şunun haline baksana. Böylesi önemli bir görevde birde çömezlerle uğraşıcaz. Gölgeye'de söyledim. Onu öldürmeliydi." Yasemin bu konuşulanları duyunca hışımla arkasına döndü ve Gizemli adama doğru yürümeye başladı.
SemerT okurunun profil resmi
Fakat yapmayı düşündüğü şey neredeyse imkânsızdı. Gölge’nin onu engelleyeceğini biliyordu. Bu yüzden onun oyununa dâhil olmaya karar vermişti ki Gölge’nin başını iki yana salladığını gördü. “Sakın..” dedi Gölge. "Sakın!" "O düşündüğünü daha önce kimsenin denemediğini mi sanıyorsun. Benden kaçmaya çalışan hiç kimse o kapıdan tek parça halinde geçemedi.” Yasemin’in içini bir korku sardı. “Nasıl?” diye düşündü. “Hocam, beni duygularımı kontrol edebildiğim için görevlendirdi. Fakat bu adam hiç çaba sarf etmeden ne düşündüğümü anladı. Nasıl?” Gölge’den iyiden iyiye korkamaya başlayan Yasemin başını öne eğdi ve kısık bir sesle “Tamam.” dedi. “Planın nedir? Ne yapıyoruz?” Biz demişti. Çünkü Gölge’nin kendisine bu odadan yalnız çıkma izni vermeyeceğini biliyordu. Başını kaldırmadan Gölge’nin cevabını bekledi. Sanki dakikalar geçmişti. “Biz değil. Sen ve o.” dedi. Yasemin şaşkınlığını gizleyemeden Gölge’nin eli ile işaret ettiği tarafa döndü ve Gizemli'yi gördü. O adam ne zaman geri dönmüştü. Kapı sesi duymamıştı. “Bu kadar sessiz olması mümkün değil.” diye düşündü. Yasemin’in şaşkınlığı Gölge’nin hoşuna gitmişti. “Benim gibi bir adamın yaşadığı yerde, yalnızca bir çıkış yolu beklememelisin. Saklanmak ve kaçmak, bu ev bunlar için planlandı.” dedi ve ekledi. “İkiniz gidiyorsunuz. Benim gelmez zaman alacaktır. Gidin ve beni bekleyin.” Yasemin tam “Nereye gidiyoruz?” diyecekti ki Gizemli onu durdurdu. “Soru yok. İsim yok. Sadece sana söyleneni yap. Beni takip et!” dedi ve odadan çıktı.
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.