Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Dostoyevski'nin, gerek görünüşteki dünyanın, gerek insan doğasının dünyasının akıldışı olduğu yolundaki inancı, evreni bir yerden kontrol eden makûl ya da hiç değilse ahlâki bir güce olan inancıyla dengelenmiştir. Bu son inanç, gerek gerçekte, gerek mantıki olarak ilkinin devamıdır. Tanrı'nın gerekli olduğu yolundaki inancı, insanlığın akıldışı olduğu inancından çıkarmıştır. O, dini inancıyla eski dünyaya, psikolojik görüşüyle yeni dünyaya aittir. Ve ölümünden sonra geçen elli yıla bakıp, onun etkisinin niteliğini ve derecesini saptamaya kalkıştığımızda, bildirisinin sonraki kuşaklar tarafından tepesi kesilmiş bir şekilde benimsenişinin sorumluluğunu Dostoyevski'de bulmamak doğru olur. İnsan konusundaki görüşünün, Tanrı hakkındaki görüşünden ayrılmış şekliyle, insanlığı şimdi saplandığı gibi, ahlâki anarşi, verimsizlik ve kötümserlik cehennemine sürükleyeceğini ilk önce kendisi kabul ederdi. Fakat bir dereceye kadar tarihi sorumluluk kalacaktır yine. Dostoyevski, insanları uçurumun kenarına sürükleyen ve başaşağı düşmelerini önlemek için de, yarı çürümüş eski tahtadan yapılma, sallanıp duran bir parmaklığa güvenen biri durumundadır.
Sayfa 307 - Yirmiikinci Bölüm, SONSÖZKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.