Alnını görüyor şimdi, elim
şiirler okuyor başkalarının ellerinde.
Bastığı taşlarla konuşuyor ayağım,
sesimi her günün duvarlarının arasından
kuşlar alıp götürüyor.
Hiçbir şeyin eksikliğini duymuyorum artık,
bütün renkler gürültülerin
ve kokuların diline çevrilmiş.
Ve sonsuz bir güzellikte hepsi de,
seslere dönüştüklerinde.
Ne yapayım artık kitapları?
Rüzgâr, tek tek sayfaları çevirmekte ağaçlarda;
ve biliyorum hangi sözcüklerin yazılı olduğunu,
hafiften yineliyorum kimi zamanlar
Ve gözleri çiçekler gibi solduran ölüme gelince,
ulaşamıyor benim gözlerime...