20. yüzyılın ortalarında eleştirel pedagojinin önde gelen isimlerinden Paulo Freire, eğitimi, bireyin özgürleşmesine hizmet eden bir araç olarak görür. Ancak ona göre geleneksel anlayışta eğitim, bir tahakküm aracı haline getirilmiştir. Freire, baskıcı toplum yapısına uygun düşen geleneksel eğitimi, “bankacı eğitim modeli” olarak tanımlar ve