Bu roman 1911 yılında İzmir'den İstanbul'a gelen Pervin adındaki bir kızın burada geçirdiği 3 aylık dönemde yaşadıklarını günlüğünde anlatmasıdır.
Akıcı bir şekilde yazılan bu kısa romanda genç kız iç dünyasında istedikleri ile gerçek yaşamda karşılaştıklarını irdelemekte, bir nevi kendi fikirlerinin doğruluğunu savunmaktadır. İçinde bulunduğu düzeni eleştirmektedir. Ve yine en sonunda serüveni topluma boyun eğerek sona ermektedir.
Yazarın Eylül romanına göre son derece zayıf bir roman olduğu ilk okumadan itibaren kendini hissettirir. Ayrıca kitabın bir anda bitmesi romanın havada kalmasına neden olmuştur. Birde 1911'de yaşayan bir genç kızın sıkıntılarının günümüzde yaşayan genç kızlarda da devam etmesi ilginçtir. Bu durum kitabı okurken bende üzüntüye sebep oldu. "Nasıl olurda kadına verilen değer hala yerinde sayar? Geçen 109 senede kadın adına değişen sadece zaman mıdır?" demekten kendimi alamadım...
Kitabı okuyacak olan herkese iyi okumalar dilerim...