Yeni ortaya çıkan bu zümrenin kanaatına göre tasavvuf hedefinden sapmıştır. Çünkü gönül eğitimini esas alan, insanların, nefsi duygularına karşı mukavemetli olmasını gaye edinen bu sistem maddeye ve şekile kurban gitmektedir. Sufilere ait bir kıyafetin olması veya onlara ait özel mekanların bulunması gösterişten başka bir şey değildir. Halbuki gösterişin olduğu yerde ruh terbiyesinden, nefis terbiyesinden, ıhlas ve samimiyetten bahsetmek mümkün değildir. Tasawufi ahlakı gerçekleştirmek için yapılacak ilk iş meseleyi şekilcilikten kurtarmaktır. Yani dervişlere ait özel bir kıyafet ve özel bir bina olmamalıdır. Bu neşveye Yunus daha sonra şöyle işaret edecektir:
Dervişlik olaydı tae ile hırka
Biz de alır idik otuza kırka