Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu kadar çok işi yapabilmek için güçlü ve büyük bir makine yaratmak lâzımdı. Çingiz, bu büyük makineyi yaratmış, onu askerlik, disiplin ve yasa temelleri üzerinde yükseltmiştir. Ordu, bu makinenin işleyen büyük kolu idi. Disiplinde birinci ve vuruşmada kabiliyeti dehşetli erlerden mürekkepti. Bu müthiş kuvvetlerin kumandanları da çok ustaca seçilirdi. Onun içindir ki, en büyük çarkından en küçük koluna kadar şaşmadan işleyen bu makine çok büyük işler yaptı. Koca Çin'in ilk hesabı iki seferde görüldü. 1216 yılı geldiği zaman şimalî Çin Türk imparatorluğuna eklenmiş ve Çingiz'ln önünde durulmaz orduları Batı'ya dönmüşlerdi. Batı'da ilk yumruğu Harzemşahlar İmparatorluğu yedi. İçinden çökmüş olan bu Türk İmparatorluğu Çingiz ordularının önünde çabucak boyun eğdi. Bundan sonra yenilmez ordular birçok kollara ayrılarak ilerlemeye devam ettiler. Bir yandan Hint, bir yandan Azerbaycan ve şimali İran ele geçirildi, Ermenistan bir hamlede çiğnendi. Gürcülerin işi bitirildi, Ruslar kolayca alt edildi. Bu ülkelere, Çingiz ordularından önce, bu önünde durulmaz müthiş kuvvetlerin namı ve korkusu geliyordu. Bu korku o kadar büyüktü ki çok defa kaleler dayanmayı bile göze alamıyor, hemen boyun eğiyordu. Dayanmak kararını verenler ise kalelerinin yerle bir edilmesine sebep oluyorlardı. Çünkü Çingiz orduları en güç setleri bile bir hamlede yıkabilen coşmuş sellerden farksızdı. Çiğneyip geçiyorlardı. Ve makine öyle işliyordu ki önünde durulmaz orduların seller gibi akışına Çingiz'in ölümü bile engel olamamıştı. Moskova'nın zaptından sonra türlü kollardan ilerleyen Türk orduları Lehistan'ı çiğneyip Macaristan'a bile girmişlerdi. Hiçbir kuvvet bu Türk akışını durduramamıştı. Dünya tarihinin tanıdığı en büyük imparatorluk, işte bu büyük makinenin işlemesi ile kurulmuştur. Asya'nın Doğu uçlarından Avrupa'nın göbeğine kadar uzanan o kadar geniş topraklar üzerinde Türk bayrağının yıllarca dalgalanması Çingiz'in kahramanlığı, dehası ve iradesi sayesindedir. Bu kahramanlık, deha ve irade Çingiz'i zaferlere ve şanlara götürdü. Bu şanlar ve zaferlerledir ki dünyanın en büyük imparatorluğunu kurmak şerefi Türkler'in oldu. Türk'ün bu ulu çocuğu "Çingiz orduları" adlı o müthiş ve yok edici kuvveti, ırkının birliğini kurmak için meydana getirmişti. Bu ordular nerede Türk varsa oraya kadar gideceklerdi. En büyük kumandanlarından biri Kıpçak'ın zaptı için izin istediği zaman Çingiz, şu buyruğu vermişti: "Madem ki Kıpçak'ta da Türk var, orayı da alınız!..." Evet, nerede Türk varsa oraya gidilecek ve Türk bulunan ve olan her toprak devlete eklenecekti. Çingiz, bu ülküsüne ulaşmış, ırkının birliğini kurarak Türklüğü dünyaya baş eğdiren güç haline erdirmiştir. Çingiz. 1227'de Tankut seferine çıkmıştı,. Tankutlar'ı ortadan kaldırıp cenubi Çin'i zapt etmek ve Asya'da Türk hâkimiyetine girmemiş olan bu son toprak parçasını da imparatorluğa eklemek istiyordu. Ömrünün pek çok yıllarını savaş alanlarında geçiren ulu kağan, bu son seferine çıkarken yetmiş iki yaşında bulunuyordu. Bu ihtiyar yaşında bile Türklük için fayda ve zafer aramakta idi. Lakin yolda birdenbire hastalandı. Ölüm, Türk birliğinin bu muhteşem kahramanını son bir zaferden mahrum bıraktı. Her şeyi alt etmesini bilen Çingiz, ölüm önünde boyun eğmişti.
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.