Hoca kulaklarımızı kanatmak için sağ el baş ve işaret parmaklarının tırnaklarını özellikle bu canavarlık için uzatır. Bazen bu pençenin yırtıcılığıyla kulak memesi, yapışığından ayrılır. Cılk yara olur. Kulağı iki keskin tırnak kıskacına aldıktan sonra başı sertçe sağa sola sallar, sonra da, yanaklarda patlayan iki şimşeğin alevi gözlerden çıkar. Yavrucak sersemler, oraya yığılır. Bohça gibi kaldırırlar onu.
Bu işkence altında can vermiş çocukların hikayelerini işitmiş olanlarımız az değildir. Aramızda, çekile çekile uzayan kulakları insanca biçimini kaybetmiş öğrenciler vardı. O zamanın kaba ruhlu hocaları, okuma almayan kalın kafalılara dersi böyle işkenceyle kulaktan akıtarak belletmenin kabil olacağında direnirlerdi. Yobaz aklı bu ya... Oysa zekaları durgun çocuklar, bu vahşi öğretim sistemiyle büsbütün aptallaşıyorlardı.