Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

312 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Önemli olan hayallerinin peşinden tutkuyla gidebilmek...
Stefan Zweig yazımında titizlikle oluşturulmuş derin karakter analizleri ve karakterlerinin iç dünyasına derinlemesine girebilmesi ile beni etkiliyor. Döneminde yakın dostu Freud'dan çok etkilenmiş, Freud'un tıpta öncülüğünü yaptığı psikolojik analizleri eserlerine başarı ile yansıtmış. Kendisini, kurguladığı hayali karakterlerden ziyade biyografilerinden okumayı daha çok seviyorum. Bir yandan tarih sahnesinde yer almış önemli isimlerin yaşadıkları dönemi ve olayları öğrenirken, diğer yandan bu kahramanların nasıl düşünmüş, neler hissetmiş olabileceklerini Zweig'ın akıcı kalemi eşliğinde hayal etmek bana keyif veriyor. İşte yine bir Stefan Zweig daha... Macellan’ın, dünyanın çevresini ilk kez dolaşarak dünyanın yuvarlak olduğunu kesinkes ispat eden, birçok keşfe öncülük eden bu kaşifin biyografisinde Zweig yine çok başarılı... Portekiz’li denizci Macellan yıllarca Hindistan seferlerinde tecrübe kazandıktan sonra sakatlanır, bacağı aksak kalır. Portekiz’de düşük bir emekli maaşına talim etmesi beklenir. Halbuki onun batıdan gidilerek de Baharat Adaları'na ulaşılabileceğine dair araştırmaları vardır; Kuzey ile Güney Amerika’nın birleştiği noktada bir geçit olduğuna dair denizci notları, haritaları ve arkadaşı Ruy Faleiro’nun dünyanın yuvarlak olduğuna dair hesaplamaları Macellan’ın aklını çelmiştir bir kere... Fetihlerin geliri ile şımarmış kral ve aristokrasi tayfasını aşıp istediği sefer için destek bulamayınca Macellan İspanya’ya iltica eder; İspanya Kralı’nı bu seferi desteklemesi için ikna eder. Ama bu aynı zamanda evinden ve geçmişinden kopması, vatan haini olarak damgalanması, İspanya’da da birçok başarılı denizcinin önüne geçtiğinden şiddetle kıskanılması demektir. Macellan’ın hayatı sürekli mücadele ile geçer. Filo için kralı ikna ettiği günden Uzakdoğu’da küçücük bir ada olan Mactan’da yok yere öldürülmesine kadar bir günü bile rahat geçmez. Yolculuğa çıkarken yaptığı tüm planlar hatalıdır, Rio de La Plata Hint Okyanusu’na geçebilecekleri bir boğaz değil çok geniş bir nehir ağzıdır, Faleiro’nun dünyanın çevresine ilişkin hesaplamaları hatalıdır, koca Amerika kıtasını geçtikten sonra Hint Okyanusu'na gelene kadar arada kocaman bir Okyanus daha vardır. Ama Macellan hiçbir zaman pes etmez; zaten geri dönme şansı da yoktur. Sert, suskun, akıllı ve sabırlı bu adam karşısına çıkan tüm zorlukları tek tek aşar; karşısına dikilen tüm rakiplerini yener. Ancak kader bu fetih zaferini yaşamasına izin vermeyecektir; küçük Mactan adasında basit bir çarpışmada öldürülür; zaferinin maddi-manevi keyfini sürmek ise kendisine ihanet eden ama affettiği Sebastian Del Cano’ya kalır. Bu son da düşünüldüğünde Macellan’ın hayatı kaderin bir resmidir aynı zamanda; hayat hiçbir dönemde adil değildir ve olmayacaktır. Ama hayallerinin peşinden tutkuyla giderse insan, adil olmasa da mutlu bir hayat yaşayacaktır. İşte Macellan’ın hikayesi de tam budur. Bu kaşif hatalı varsayımlarla yola çıksa ve birçok başka talihsizlik yaşasa da bir çağın sona erip bir diğerinin başlamasını sağlayan keşfi ile insanlık tarihine adını; hani derler ya; "Altın" harflerle yazdırmıştır.
Macellan
MacellanStefan Zweig · Can Yayınları · 2016700 okunma
·
80 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.