Kendimizi bir başkası sanarak yaşasak da seziyorduk kim olduğumuzu. Hangimiz kendimiz olarak mutluyduk ki?
Onun için değil miydi zaten bize kendimizi unutturanlara, aşka ve sanata hayran olmamız, onun için değil miydi zaten âşık olduklarımızı bir tanrı ya da tanrıça gibi görmemiz, onların bir mucizeyi gerçekleştirdiklerine, bizi değiştirdiklerine inanmamız?