Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

"Yüzbaşı Faruk, Istanbul. Beni emretmişsiniz. " Nazır önündeki bir yazıya bakarak, yumuşak bir sesle, "oğlum.." dedi, "dün akşam beyoğlu'nda, ingiliz inzibat subayı teğmen Miller'i emre rağmen selâmlamamışsın. Doğru mu.? "Evet efendim , doğru." "Herhalde görmediğin icin selamlamadın, değil mi çocuğum? "Hayır efendim, gördüm." "Niye selamlamadın öyleyse? Selamlamanız için emir verilmişti." "Rütbesi benden küçük olduğu için selamlamadım paşam. Askerlik töresince, önce onun beni selamlaması gerekmez miydi? Ziya Paşa derin bir kederle ellerine açtı: "Askerlik töresi mi kaldı a yavrum? Hemen şu müzevir teğmeni bu da özür dile. Olayı kapatalım. " "Balkan Savaşı'nda teğmendim, Çanakkale'de üsteğmen, suriye cephesinde yüzbaşı oldum. Her rütbemde binlerce şehidin ve gazinin hakkı var. Onların hakkını korumak namus borcumdur. Beni affedin, özür dileyemem." Anlamadın galiba. Harbiye nazırı olarak emrediyorum. Yüzbaşı sükunetle, "Anladım efendim dedi, apoletlerini bir hamlede söküp nazırın masasına bıraktı: "Artık emrinizi dinlemek zorunda değilim." Oturan subayların, istanbulu tutan bir kaçı dışında, hepsi saygıyla ayağa fırladı. Hepsinin rütbesi yüzbaşıdan daha büyüktü. Gözleri dolarak, yüzbaşıya selam durdur.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.