Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Enver Paşa adı, 20. yy’ın ilk çeyreğine kadar devam eden emperyalist savaş dönemi, Osmanlı Türkiyesiyle daha sonra devam edecek “Turan Barışı” projesiyle köprü kuran Orta Asya, Orta Doğu, Afganistan, Balkanlar ve Kafkasya ile Tür­kiye gözönüne alındığında daha da anlam kazanmaktadır. Ne varki, yüzyıl önce içinde bulunduğumuz şartlarla günü­müz dünyasında içinde bulunduğumuz durum sözkonusu olduğunda, sözde büyük atıl unlar yaparak, imparatorluk ye­rine misak-ı millîyle sınırlı bir devlet, monarşi yerine Cum­huriyet, moııokrasi yerine demokrasiyi ikame etmemize rağ­men, Batı karşısında lanet olasıca aşağılık kompleksimizi or­taya koymaktan öteye gidemediğimiz işin bir başka gerçeği­dir. Ve ne teessüf ki, kangrenleşmiş iktidar mücadelesindeki demokrasi sapkınlığını yüksek politika yaptıklarını sanarak, Batılı deniz eşkıyalarının şefaatine sığınan günümüz hükü­met ve yöneticileriyle, Enver Paşa’nın isyan edip Makedonya dağlarına çıktığı o dönemde “Düvel-i muazzama”nın Lond­ra’da, Viyana’da, Paris’te vereceği kararları, Boğaz’daki yalı­sında onüçüncü dereceden yabancı bir konsolostan tebligat beklemek arasındaki acınası yalnızlığımız arasında da pek fark olmadığıdır.
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.