“Boyunduruk altında doğup da özgürlüğün gölgesini bile göremeyip köle olmanın ne kadar kötü bir şey olduğunu anlayamayan insanların hoş görülmelerinin ya da bağışlanmalarının” (s,37) gerektiğini belirtirken, gönüllü kulluğun yerleşmesinde iktidarın oynadığı role dikkati çeker. Çünkü insanların, içinde bulundukları durumu doğal karşılayıp
benimsemeleri için onlara belli değer ve davranış kalıpları, belli bir dünya görüşü aşılamak gerekir. Bu ideolojik işlevi yerine getiren de siyasal iktidardır. La Boétie,tıpkı Platon gibi,35 ideolojik koşullandırmanın ancak istenilen kalıba sokulabilecek ikinci kuşak üzerinde etkili
olabileceğini de ekler:” ... Bundan sonra gelen kuşak, özgürlüğü hiç görmeyip tanımadığından dolayı, pişmanlık duymadan hizmet eder ve ondan öncekilerin zorla yaptıklarını seve seve yerine getirir. Boyunduruk altında doğan insanlar, kulluk, kölelik içinde büyütülüp eğitilirler.” (s.32-33) Dolayısıyla bu insanlar, siyasal iktidarıyıkmaya yönelik herhangi bir eyleme kalkışamazlar.Böyle bir eylemin gerektirdiği özgür düşünceden, özgüriradeden yoksundurlar; kurulu düzeni sevip benimsemekte ve sürdürdükleri yaşamın dışında başka yaşam biçimleri olduğunun ya da olabileceğinin bile farkına varamamaktadırlar.