Dedem fok gibi üfleyerek, ordan oraya yüzerken, ben balık avlamaya başladım.
Nehrin ortasındayken, önümden kocaman bir balık geçti, ben de onu izlemeye koyuldum. Ama dedemin yardımına ihtiyacım vardı; bağırmaya başladım:
"Dede! Dede! "
"Ne var, Tonino? "
"Gel! "
Onu çağırmak için kolumu sallayıp duruyor, arada bir de dalıp, balığı kontrol ediyordum.
"Geliyorum, Tonino, kıpırdama! " diye cevap verdi dedem; bana en kısa zamanda ulaşabilmek için soluk soluğa kalmıştı.
Tam da o sırada -şanssızlık bu ya- Maria Hanım bisikletiyle oradan geçiyordu; bir süre durup bize baktı, sonra da torpil gibi fırlayıp gitti. Beş dakika sonra nehrin kıyısına, sirenlerini öttürerek itfaiye arabaları geldi.
"Sakin olun, size yardım edeceğiz! " diye bağırdı itfaiyecilerden biri.
O zaman dedem, öksürüp tükürerek başını sudan çıkardı. Yakaladığı balığı göstererek, "Gerekmez, teşekkürler, onu ben tuttum! " diye seslendi.