Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Batı'da, muazzam sömürge yağmaları ve menüfaktürdeki gelişme, hem feodal devleti, hem de tüccarı zengin ettiğinden. bu işbirliği kendiliğinden sağlanmıştır. Her an seferde kalabalık bir ordunun beslenmesi, milyonluk Istanbul örneği büyük şehirlere ucuz ve yeterli besin maddesi sağlayabilmenin teminat altına alınması ve kaçınılmaz gözüken uzun savaşlar gibi güç davalar yüklenmiş bulunan merkeziyetçi ve müdahaleci Osmanlı Devleti ise bu rahatlığa sahip değildi. Sadece iaşe derdi dahi, devleti muhafazakar olmaya ve eski düzeni geri getirme yolunda çaba göstermeye zorlamaktaydı.Üstelik, milletlerarası ticaretin ve okyanusların önemi doğru değerlendirilmekle birlikte, fiyat yükselmeleri yoluyla ithal edilen ekonomik buhranın nedenleri anlaşılmış değildi. Kudretli merkeziyetçi devlet, bozulan düzeni geri getirmeye uğraşacak, bu uğurda seller gibi kan akıtılacak. buhran bu yüzden daha da büyüyüp genişleyecektir. Yükselme döneminde kapitalizme yönelişte avantaj sayılabilecek olan merkeziyetçi devlet, buhran başgösterince, kapitalizme yönelişi engelleyici bir rol oynayacaktır. Esasen, uzunca süren bocalama döneminden sonra merkezi devlet ve onun temsilcisi olan hükümdar, Prof. Uzuncarşılı'nın deyimi ile, «Son Abbasi halifesi gibi, vezirlik, beylerbeylik, kapıcıboşılık vesaire menşurları veren» bir kukla durumuna düşecektir. Buhranın nedenleri anlaşılmış olsa bile, harekete geçebilmek güçtü, ama olanaksız değildi.
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.