Baskıcı bir parti tarafından yönetilen bir ülkede, orta kesim diyebileceğimiz sıradan biri Winston'un gözünden görüyoruz yaşamı. Öyle bir distopya kurulmuş ki okurken ürpermemek, çaresiz hissetmemek elde değil. Toplum sürekli izleniyor, dinleniyor ve denetim altında tutuluyor. Öyle ki mimiklerinizden bile mevcut otoriteye karşı bir sadakatsizliğiniz sezilirse suçlu sayılabiliyorsunuz. Parti, sadece şimdiyi denetlemekle kalmıyor mevcut yayınlarla da oynayarak geçmişi sürekli değiştiriyor. Dili dahi yozlaştırarak insanların partiye karşı gelememeleri, muhalefet olamamaları için tüm kelimelerle oynuyor. Bu denli kontrolcü bir rejim altındaki Winston'un nefret ettiği mevcut sistemi en azından gelecek nesiller için değiştirme çabasını, kendi gibi düşünen birilerini arayışını okuyoruz. Genel anlamda beğendiğimi söyleyebilirim. Ancak dikkat vererek, boş kafayla okunması gerektiğini düşünüyorum. Bazı bölümlerin üzerine düşünmekten oldukça yoruldum. İlk bölümde mevcut kurguyu oluşturmak adına pek bir gelişme olmuyor, bu kısımlarda biraz sıkıldım ancak ilerledikçe merak ettirmeye başlıyor. Distopya ve bilim kurgu seviyorsanız ve derinlik arıyorsanız kesinlikle okumalısınız.

1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,3bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.