Aşık kişinin ruhsal yapısını, çok özel ruhsal yapısını iyi tanımayanlar
aşkın ussal çerçevede belli bir yetkin eleştiriyle dindirilebilecegini
ya da giderilebileceğini, en azından evcilleştirilebileceğini sanırlar. Aşık
kişi eleştiriye kapalıdır ve ödün vermeye hiç hazır değildir. Çünkü o
eşsiz olanı bulmuştur ve onu elden kaçırmak istemez. O her ödünün
aşkı için bir yıkım anlamına geleceğini iyi bilir. Eleştiri büyük boyutlarda
gerçekleşir, aşkı dıştan zorladıkça zorlar, çünkü aşkın düşmanı çoktur.
Aşkın en büyük düşmanları aşk yaşamayı beceremeyenlerdir, becerememiş
olanlardır. O yüzden aşık daha baştan silahlıdır, iyiden iyiye
donanımlıdır, kendini bağsız koşulsuz savunmaya eğilimlidir. Bu savunmayı
gerçekleştirirken aşık kötü hatta gülünç durumlara düşebilir,
toplumsallık adına olmadık durumlarla karşılaşabilir. "Tüm tutkular bize
yanlışlar yaptırır, en gülünç yanlışları da aşk yaptırır." Böyle der La
Rochefoucauld. Aşk bir ayaklanmadır.