Yanındaki yolcular da öncekilerden farklı insanlardı. Sesleri kalın, elleri nasırlı bir kaç İtalyan işçi kucaklarında malaları ve kürekleriyle karşısında oturmuş donuk, umarsız bakışlarını yere dikmişlerdi. Ağır bir iş yaptıkları belliydi, çünkü içlerinden bazıları başlarını sert ve pis tahtaya dayamış, trenin sarsıntısında yorgunluktan ağızları açık uyuyup kalmışlardı. Edgar onların para kazanmak için çalıştıklarını düşündü,ama ne kadar kazandıklarını tahmin edemedi, yine de paranın her zaman bulunmayan, bir şekilde elde edilmesi gereken bir şey olduğunu sezdi.