Gönderi

Timurtaş Uçar Hocaefendi - Bir Sohbetinden Notlar
Allah Resulünün getirdiği hayattan uzaklaşmışız. Allah Resulünün kurduğu cemiyetten vallahi uzaklaşmışız. Çok uzaklaşmışız. Resulullahın getirdiği hayatın çok uzaklarındayız. Caddemizle, çarşımızla, sokağımızla, pazarımızla, oğlumuzla, kızımızla her şeyimizle Allah Resulünün getirdiği hayatın çok uzaklarında çok ötelerinde kalmışız. Izdırabımız buradan kaynaklanıyor. -Tıpkı Medine’yi Münevver’de cereyan eden bir hadise gibi. Onu da kısaca huzurunuza arz edeyim. -Medine’ye hicret edip gelen Hz Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz Mescid-i Nebi’nin inşaasından sonra münasip bir yere koyduğu bir hurma kütüğünün üzerine çıkarak cemaate hitap ederdi. Hicretin dokuzuncu yılında müslümanlar çoğalınca biraz daha yüksekçe bir yerden cemaate hitap etme ihtiyacı duyan Hazret-i Habibullah marangoz bir kölesi olan ensar kadınlarından birine, marangoz kölene söyle de benim için insanlara hitap edeceğim zaman üzerine çıkabileceğim tahtadan bir mimber yapsın buyurdular. O köle de üç basamaklı bir mimber yapıp Hz Muhammed Mustafa (aleyhisselatü ve sefa) Efendimizin gösterdiği yere koydu. Bunun üzerine çıkıp hutbelerini okumaya başlayan Allah’ın Resul’ü bir gün Cuma hutbesini okurken mescidin bir tarafında bulunan hurma kütüğünden bir mescid dolusu ashabı kiramın huzurunda yavrusundan ayrı düşmüş bir annenin feryadı ve iştiyakı gibi o hurma kütüğünün inlemeye başladığı görüldü. -Bu durumu gören Hz Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) mimberden inerek kütüğü kucaklayıp okşadı ve istersen seni eskiden yetişip büyüdüğün yere götürüp dikeyim ey hurma kütüğü, sende yeni baştan olduğun gibi yetiş. İstersen cennette dikeyimde cennet ırmaklarından ve pınarların kana kana iç, güzelce yetiş, meyve ver ve meyveni Allah’ın sevgili kulları yesin. Nasıl istersen öyle yapayım Ey hurma kütüğü buyurdular. O da ahireti ve cenneti dünyaya tercih ettiğini ifade ederek bir yavrunun annesin şefkatli kolları arasında sustuğu gibi hafif hafif inleyerek sustu ve kaldı. Bundan sonra cemaate dönen Hz Habibullah (aleyhisselatu vesselam) buyurdular ki:”Eğer ben o hurma kütüğünü kucaklamamış olsaydım kıyamet gününe kadar böyle inleyip duracak, ağlayıp sızlayacaktı. Siz onu ayıplamayınız çünkü Allah’ın Resul’ü hangi şeyden ayrı düşerse o şey mutlaka mahzun olur perişan olur” buyurdular. -Tıpkı bunun gibi Ey Allah’ın Resulü, Ya Resülullah! bizde senelerdir senin getirdiğin hayatın uzaklarında kalmışız, perişanız Ya Resulullah! Cemiyetimiz islam cemiyeti değil Ya Resulullah! Zapt edemiyoruz insanları Ya Resülullah! Tuttuğumuz oruçlarla, kıldığımız namazlarla cemiyete hakim olamıyoruz Ya Resülullah! Yaklaşan Hicret’in bin beşyüzüncü asrında içinde imdad eyle Ya Resülullah!
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.