"İÇİMDE KÖTÜ BİR ŞEY VAR.."Yüreğim ağzımda okudum her satırı.
"Bir zamanlar "ın izi vardı üzerinde, geçmişin tozu. Beni en taze acılarımdan yakalayacak kadar yeniydi.
Güzeldi. Bir acının çarkında öğütülmüştü çünkü. Törpülenmişti,kusursuzdu.
Tutkular iç içe geçti sonra. Farklı kanlar aynı damarda toplandı. Hem bir bütün hem de bir cüz halindeydi her şey.
Yüreğim ağzımda okudum her satırı.
Pazarlıksız bir dua gibiydi bazen. O kadar içten.
Kendimden çaldıklarımı hatırlattı bana. Eksilen yanlarımı. Gönüllü yok oluşumu.
Korka korka aradım kaybettiklerimi. Bulmak isteyerek ama bulmaktan korkarak..
Sebeplere düğümledim sonuçları.
Karanlık kapılarımı açtım.
Gırtlağıma kadar gömüldüm ardından.
Kemiklerim sızladı.
Yüreğim ağzımda okudum her satırı.
Gece eriyip dağıldı avuçlarımda.
Bilinmez bir ülkenin yasak ikliminde, kaderime direnmeye çalışırken..
Öldüğüm kadar öldürdüm geceyi. Her seferinde daha güçlü dikildi karşıma.
Sınırlarımı darmaduman etti acıyarak. Çünkü acımak, bir sınır ihlaliydi her şeyden önce.
Yüreğim ağzımda okudum her satırı.
Hiç olmadığım kadar çocuktum.
Kirliydim, yarımdım, yorgundum.
İçimde kötü bir şey vardı..tuhaf bir şey..yakıcı bir şey..karanlık bir şey..gece gibi.
Gece ki,
Hayatımda hiç kimse, bu kadar güzel anlatmadı bana geceyi.
Bu kitabı, nesir olduğunu düşünmeden okumak lazım. Hatta biraz daha fazlası; nesir olmadığını düşünerek, 174 sayfa uzunluğunda bir şiir okur gibi. Gözle görülene biraz daha uzaklaşarak, hislerimizin nasıl büyüyüp geliştiğine şahit olarak, kendimizi onun üslubuna bırakarak..
Olayların, kişilerin, kurgunun geri planda kaldığını hissettim okurken. Konuşan duygulardı bence. Başlarda çok derinlerden algıladım seslerini ama yaklaşık yetmiş sayfadan sonrasında, duymayı arzuladığım tonlardaydı. Gümbür gümbürdü. Sertti. Çıplaktı. Keskindi. Toz içindeydi. Uzun bir gece gibiydi. Simsiyahtı.
Kişiler arasında çökmüş bir Yahudi var. Tutkulu aşklarıyla iki kadın, eşcinsel bir doktor var. Hepsi sıradan insanlara benziyorlar, avuntusuz, oldukça gerçekçi ama acayip derecede mutsuz. Uçurum insanları dedim ben onlara. Dorukta, uçta, diptelerdi hep.
Bir kader birleştiriyordu onları. Tesadüfler, sıradan ve anlaşılırdı. Hepsinin ıstırabı boylarını aşmıştı. Yalnızlardı.
Dediğim gibi, inişleriyle çıkışlarıyla, onlarca sayfaya bedel cümleleriyle, tuhaf bir heyecan içinde bıraktı beni.
Yüreğim ağzımda okudum her satırı..
Keyifli okumalar..:)