Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun kardeşim.
Bir değil,
Beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını,
sürüye katılıverirsin hemen.
Ve âdeta Mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani.
Hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada bu zulüm,
Senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak alkan içindeysek eğer
Ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin.
-demeye de dilim varmıyor ama-
Kabahatin çoğu senin, Canım Kardeşim!
1947