Yazar bu kitabında bizi, yirminci yüzyılın ilk yarısına, Faşizm yönetimi altındaki İtalya'ya götürüyor.
Fontamara, İtalya'nın güneyinde deyim yerindeyse, dünyadan haberi olmayan , her şeyden uzak kendi dünyalarında yaşayan fakir ve cahil insanların yaşam sürdüğü bir köy. Ülkede olan rejim değişikliğinin bile farkına varılmadığı bir yerleşim yeri. Ama onların da Faşizmle karşılaşmamaları tabii ki mümkün değil. İşte kitapta bu köy halkının Faşizmle tanışmasından sonraki yaşanan olaylar, onların bakış açısıyla ve onların ağzından, trajikomik bir şekilde anlatılmaktadır.
Faşizme bir de bu zavallı insanların gözünden bakmaya ne dersiniz? Faşizm en basit bir şekilde daha nasıl anlatılır bilemiyorum. Olabilecek en basit olaylarla ve herkesin anlayacağı bir dille mükemmel bir Faşizm profili daha nasıl çizilebilir ki ?
Müthiş bir akıcılığa sahip olan bu kitabı ben büyük beğeniyle ve büyük keyif alarak okudum, okunmasını da herkese tavsiye ediyorum.