Rose 9 yaşından beri, yediği yiyecekleri yapan insanların o yemeği yaparkenki duygularını hissediyor. Annesinin yaptığı limonlu pastayla keşfettiği bu “yeteneği” ile hayatını devam ettirmeye çalışıyor. Aynı zamanda annesinin, kendi aile hayatlarından ayrı bir hayatının olmasıyla, üstün zekalı ama asosyal abisinin davranışlarının sebebini çözmekle, babasıyla arasındaki görünmez duvarlarla uğraşıyor. Ufacık bir sandviç diliminde bile, onu hazırlayanın bütün hüznünü, öfkesini, beklentilerini, mutluluğunu, heyecanını yoğun şekilde içinde hissediyor. Küçük bir kızın kendini, ailesini, duyguları, ilk aşkı, zorluğu tanıma hikayesi.. Okurken ister istemez empati kurmaya çalışıp çoğu zaman melankoliye, bazen de heyecana kapılıyorsunuz. Aslında bazı olaylar* daha açıkça anlatılabilirdi. Bazı duygu durumları daha net ifade edilebilirdi ama bu şekilde de gayet akıcı ve merak uyandırıcı bir kitap.