O kadar içten o kadar bizdendi ki sanki Ender bana hayatlarını anlatıyor bende uslu uslu onu dinliyordum.Ender ve Çetin çok sıkı aynı evi paylaşan iki dost ve aralarında aşık oldukları aynı zamanda sahip çıkmakla hükümlü oldukları Nihal.Klişe bir aşk hikâyesi değil daha çok insanı duygudan duyguya sürükleyen bazen rol yapmanın mecburiyetini bazen içimiz kan ağlarken dışımızın bahar bahçe oluşunu okudum. Nihal'in ikisinden birini seçmemesi ise kitabın can damarı gibiydi. Çünkü kimi seçse diğerine haksızlık olacak gibi hissettiriyordu.Kitabin güzel yanlarından bir diğeri ise kusursuz hiçbir karakter yok. Tıpkı gerçek insanlar gibi mutlak iyi veya mutlak kötü yok. Bu kitabı hiç bir zaman unutamayacağım ama bunun sebebi kurgusu değil. Yarım kalan hiçbir şey unutulmaz.Bir kavuşma veya bir itiraf olmayan kitabın sonu tamamen bizim hayal dünyamız da .