Gönderi

Ben sana ne güzel takıldım. Bir balığın oltaya doğru yüzmesi  - yemi değil, ipi istiyorum'lu şeyler.- gibi. Hani sen öyle bir baktın ki, içimin buzları mı kaldı, yahu deli misin sen, insan Antartika olsa, sana çözülür. Sanat sanat içindir, sanat toplum içindir, her şey senin içindir. Beynimi yitirdim, bana biraz şarap içir. Hocalar bir nebze acımasızdır, ama inan bana patronlar en çok. Anneler de acıtır ama babalardan gelir öldürücü ok, dedim. Kimse dinlemedi. Dememiş de olabilirim ama sözcükler sessiz olmasın ve birileri - elbet sen hariç- beni sessizken de anlasındı. İnsanlar evlenmek istiyor. Hep diyorum ev'lenmek istiyorum. Kenarda köşede birikmişim yok ama bozukluklarım var, kendimize örtü alırız. Kırmızı kareli battaniyenin altında senin kolunda sokak ev olur. Çatısız ev mi olur? Sözsüz müzik bile var, deli mi bu insanlar. Sevişmek, sev-, -mek, -mak, - mek , -iş, sev- ve şey, - ben seni çok seviyorum işte, bazen ne zor-. Yaz bitti, ben seni, sıcaktan terlerken, başım yastığa yatay yatıp, havadan dikey düşerken ve saçlarım karmakarışıkken tanıdımdı. Bir cümle bizi nerelere getirdi, bu benim  çok sonradan anladığımdı. Kim bilir belki saçlarım belime döküldüğünde ölürüm. Bir kadın ölmek için, uzun saçlı olmayı bekler mi? Belki, belki ben beklerim. Hani bunu bilirsen her gece alır mıydın saç uçlarımdan minik bir makas ya da varlığın iknaydı zaten teninden ayrılışta ölür gibi yaşama. O çantalar çok ağır, bana ver, omzun ağrır. Narin omzun, beyaz omzun, uzay omzun. Omzun- başım- omzun- gözyaşım, sevgilim omz-zzun, sevgilim boynun, boy-nun, uzun ve boynun ve omzun. Bak ben şimdi bu satırda varım, bir öncekinde yoktum. Çay bile içtim, ben çay içtim ama en çok kahve. Oralet buraların hanımağası ama çay sanki biraz kahpe. Kendimi yatağımdan aşağı sarkıttım, yatağımdan parkeye beş kat var, diyorum, inanmıyorlar. Ben buradan atlasam ölmez, sakat kalırım. Ben buradan atlasam, ölmem, hıçkıra hıçkıra ağlarım. Ben seni bu görememezlikte, bu göğe nasıl katlanırım? Hiçbir gün seninle aymıyor da, her gün güneş benden sana ne fena doğuyor. Karanlığı arayan gözlerim, güneşe alerjik. Bana seçme şansı verselerdi, gece, günün üzerini ezerdi. Ben seni ağlamadım ki, ben seninle'ye ağladım hep. Çünkü seninle'ler patlayan şekerler gibi, dilimin üzerinde bitiyordu. Hemencecik, hemencecik.  Beni oyala, ocakta yemeğim yok.İnan hiç yok. Senden başka, işim yok. Bu evde açık balkon yok. Ufak mutfak yok. İki kırmızı kupa var, ondan içen yok. Ben ki sana biraları, kahve eylerdim - hala ümit var, sevgilim-, görülen geçmiş zamanı geleceğe kattım, delirirken yine. Uzatma sen dudaklarını, ben uzanıp öpeceğim.
··
30 görüntüleme
Ali Tepe okurunun profil resmi
Çok çok güzel..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.