Gönderi

37 second
Dün gece izlediğim ve yer yer ağlamama neden olan şahane film. Netflix-Japon yapımı olan drama filmde doğum sırasında 37 saniye nefes alamaması nedeniyle serebral palsi hastası olan baş kahraman Yuma’nın manga sanatıyla ilgilenmesini ve adını duyurma cabası sırasında özgürlüğünü keşfedip hayatı öğrenmesini anlatıyor. Film anlamak isteyenlere verdiği mesajlarla gerçekten başarılı . İşleyiş bakımından drama sevmediğim halde hiç sıkılmadan izlediğim ve çok beğendiğim bir film oldu. (Spoiler) Film cinsel sahneler içermesine karşın, basitliğe kaçmayıp anlamını yitirmemesi ve içeriği açısından oldukça başarılı.Etrafımızdaki engelli bireylere karşı tavırlarımızdaki hataları ortaya serip yanlışlarımızı vurguluyor. Ben Yuma’nın tavırlarındaki, konuşma tarzındaki nezaketi, kırılganlığı ve anlayışını çok sevdim. Tavırlarıyla etrafındaki insanların ve dolasıyla izleyicilerin önyargılarını yıkması, kendine güvenip zincirlerini kırması ve hayallerinin peşinden gitmesi cesaret verici. Hiç tanımadığı babası ve sonradan öğrendiği ikizinin peşinden Tayland’a gitmesi, yaşama sevinci bence izleyen pek çok kişiye de örnek olmalı. Filmde beni özellikle en çok etkileyen sahne ve Yuma’nın sevgi dolu kalbini de görmemizi de sağlayan, ikizinden bir saniye önce doğmuş olsaydı onun yerinde olabileceğini ama iyiki de kendisinin olduğunu söylediği sahne. Zaten izlediğiniz de sempati duymamanız neredeyse imkansız. Ve bahsetmemek olmaz yan karakterler de oldukça başarılı. Bunun dışında filmde Yuma’nın yeteneğinden yararlanıp onu kullanan sözde dost görünümlü, YouTube fenomeni bir arkadaşı var. Herkesin hayatında böyle sinsiler vardır ve izlediğiniz zaman size anımsatacağı birileri olacaktır, onun ününü kaybettiği bir sahnenin olmasını ve Yuma’nın sonunda hayal ettiği manga sanatçısı olup dergide çalıştığını da görmek isterdim :)
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.