Bu risale 30. Sòzde geçen bölümün ayrı bir kitapçıkta toplanmış halidir.
Ene bahsinde -benim okumadan önce tahmin yürüttüğüm gibi- enaniyet/kibir ve bunun yanlışlîğı anlatılmıyor tabi ki.
'Ene/benlik'in insana verilen bir kıyas/òlçü vasıtası olduğu, insanın kendisine verilen ene sayesinde kendi sınırlarını bilebileceği, onu kullanarak 'Buraya kadar benim, sonrası Yaratıcı'nın' hükmüne varabileceği bir emanettir.
Hatta Üstad hz.nin deyimiyle
"Biz emaneti göklere yerlere ve dağlara teklif ettik, hepsi de üstlenmekten kaçındı. Ancak onu insan kabul etti. Şüphesiz insan (eneyi doğru şekilde kullanmadığından) çok zalim ve (emanetin ne olduğunu bilmeden kabul ettiğinden) çok cahildir."
ayetinde bahsi geçen emanetin bir yönüdür.
Kesinlikle çok etkilendiğim risalelerden biriydi. Risaleseverlere tavsiye ederim.