Pandora’nın kutusu açılırsa ve iblisler Dünyaya saçılırsa ne olur.Karanlığın efendileri olur pek tabii.
.
.
Kitap, Olimpos Tanrıları tarafından lanetlenmiş ve her biri vücudunda Pandora’nın kutusundan kaçan bir iblisle yaşamak zorunda kalan Yunan savaşçılarını anlatıyor.Bu kitap da tüm bu karmaşasın sorumlusu ve içinde şiddet iblisini barındıran Maddox’un hikayesi.Diğer lanetli savaşçılarla Budapeşte’de tüm insanlardan izole bir şekilde yaşamayı tercih ediyorlar.O kadar insan içine çıkmıyorlar ki halk’ın çoğu onları melek zannediyor.Bir de esas kızımız Ashlyn var.Küçüklüğünden beri çevresindeki tüm sesleri duyuyor.Aslında o da bir bakıma lanetli sayılır.Gizemli olayları inceleyen bir enstitü tarafından büyütülüyor.Bir gün bu melekleri belki kendisine yardımcı olabilirler diye ziyaret ediyor.Bir bakıyor ki Maddox’un yanında sesler kesilmiş.Sonrası aşk,sonrası ihtiras.Eh bir de Olimposu yöneten Tanrıların yerini alan Titanlar ile gelen kaos.
.
.
Şimdi yalan söylemeyeceğim.İlk yarısını hiç sevmedim kitabın.Çünkü Ashlyn eziğin tekiydi.O kadar saftı ki.İnandırıcılığı yoktu karakterin.Bitse de gitsek dedim açıkcası.200 sayfa okuyorsunuz ama olan bir şey yok.Ama o 200 sayfadan sonra kitabın hem aksiyonu arttı hem de Ashlyn’i biraz daha tanıyınca çok da yadırgamadınız.
.
.
Serinin ilk kitabı hiçbir yerde yok.O yüzden hiç sevmesem de pdf okumak zorunda kaldım.Ve birinci ağızdan aldığım bilgiye göre kalan kitapları da basılmayacakmış.Serinin müdavimleri oturup ağlaşalım gelin.