Hızla hareket eden birlikler Nayan'ın obasına vardılar ve isyancı önderi bastılar. Kubilay, dört filin sırtındaki bir tahtırevanda taşınıyordu. Artık yetmiş iki yaşındaydı, gut ve romatizma hastasıydı ama bu zorluklara karşın çatışma alanına gitmekte ısrar etmişti. İki ordu karşılaştığında Moğollar "havayı titretecek kadar çok sayıdaki davullarıyla borularını" çaldılar. Ulu Kağan'ın davulları vuruldu ve birlikler harekete geçti. Önce okçuların atışları yapıldı, sonra ordular yaklaştıkça kargılar, kılıçlar ve demir topuzlar ortaya çıktı. Çatışma sabahtan öğlene dek sürdü ve sonunda Nayan'ın aleyhine döndü. Birlikleri kaçmaya başladı, kovalayan Moğollar da çoğunu yakalayıp öldürdü. Nayan da esir düştü ve Moğolların hükümdar öldürme geleneklerine uygun olarak, kanı dökülmeden idam edildi: [Nayan] bir halıyla sımsıkı sarılmıştı; sağa sola o kadar çok itilip kakılıp atıldı ki öldü. Sonra onu halının içinde ölüme terk ettiler. Böyle öldürdüler çünkü Tatarlara göre han soyundan gelenlerin kanının yere dökülmemesi gerekiyordu. Nayan Nasturi Hıristiyan olduğu halde, isyanı sonrasında Kubilay topraklarında Hıristiyanlara saldırı olmadı. Kubilay burada, yakın zamanda verdiği siyasi kararlarından daha dengeli ve akıllıca davrandı. Yine de hükmüne karşı Moğolların muhalefetini sona erdiremedi. Kadarı tehdidi ömrü boyunca kaldı. Kaydu, 1288 ve 1289'da Kubilay birliklerini tacizi sürdürdü.