Toplumun üst tabaklarından birinde yer alan Avis’in, kendini oldukça yetiştirmiş olup emekçi alt tabakanın hakkını savunan Ernest ile tanışmasından sonra olanların onun gözünden yazılmış satırlarıyla bu mücadeleyi ben de yaşadım. Ernest’in ‘giydiğiniz bu kıyafetler kanla dokunmuştur ve oturduğunuz evlerin duvarlarından emekçilerin kanları akıyor’ betimlemesinden sonra ondan etkilenmeye başlayan Avis’in toplumun alt tabakalarını tanımaya başlaması ve daha önce hiç şahit olmadığı hallerde yaşayan bu insanları gördükçe, içinde bulunduğu sınıftan kendini soyutlaması ile birlikte Ernest ile hem hayatını hem de gayesini birleştirmiş ve bu süreci kaleme almıştır.
Jack London’ın bu kitabındaki olayları gözümün önüne getirirken bir yandan da dünyanın hala aynı düzen içinde işlediği gerçeği peşimi bırakmadı. Toplumun içinde hep var olan bu sınıflaşma hakkında daha açık ve maalesef üzücü bilgiler edinebildim.