Gönderi

Türkiye Ahalisini Komünist ve Ülkücü Diye Bölmek İddianame, bizim Türkiye ahalisini komünist-ülkücü diye böldüğü­müzden bahsediyor. Yani Türkiye'de, komünizmi benimseyenler yok, komünist bir rejim kurmak için eylem düzenleyenler yok, bunları biz icat etmişiz, biz bir kısım vatandaşı, "siz komünist olun, siz de milliyetçi olun, birbirinize vuruşun" demişiz diye bir iddia ileri sürülüyor. Hal-buki resmi demeçler vesikalar bunun aksini ortaya koymaktadır. Tür-kiye üzerinde çeşitti düşman kuvvetlerin faaliyetleri var. Biraz sonra 12 Eylül öncesi durumu özetlerken arz edeceğim. Türkiye'nin coğrafyası, jeopolitiği dolayısıyla taşıdığı önem sebebiyle, Türkiye'yi ele geçirmek isteyen güçlerin faaliyetleri var. Bunlar çeşitli yollara başvurmaktadır­lar. Baş vurdukları yollardan birisi de Marksist ideolojiyi yaymak su-retiyle Marksist bir rejim kurdurma eylemleri düzenlemedir. Bunu bir çok defalar denemişlerdir, 12 Mart bunun için yapılmışhr malum oldu-ğu üzere. 12 Eylül de memleketin içine yuvarlandığı tehlikeli durum do-layısıyla yapılmışhr. 12 Mart'tan sonra Başbakanlık, Beyaz Kitap adıyla bir kitap yayınlamışhr. Bu resmi bir kitaphr, Başbakanlığın görüşüdür. Ve o kitapta memleketin karşılaştığı durumla ilgili özetler sunuyorum, bir iki özet, şu şekilde ortaya konulmuştur: "Halkta başlayan huzursuzluk zamanla öğrenci düşmanlığı haline dönüşüyor ve bu düşmanlık daha ziyade aşırı ihtilalci sol kanada teveccüh ediyordu. Devamlı ve ısrarlı yürüyüş ve mitingler sebebiyle şoförler ve küçük esnaf son derece tedirgin oluyordu. Esnafın toplu bulunduğu bazı semtlerde solcu öğrencilere karşı hep birlikte sert mukabelelere gi-rişme temayülü arhyordu." Bu, Beyaz Kitap'ın 50 nci sayfasından alın­mışhr. Yine o kitabın 51 nci sayfasında: Propaganda ve provokasyonda maharet sahibi olan aşırı sol bizzat sebep olduğu olayları dahi aşırı sağın eseri gibi göstermeyi başarıyordu. Aşın sol, provokasyon ve propagandalarıyla sağladığı bu neticeyi çok iyi istismar ve istimal etmiştir. Geniş üye kadrosuna sahip işçi, memur ve bilhassa öğretmen kuruluşlarından bazıları başlarındaki bir kaç aşın solcunun teşvikiyle ve farkında olmadan aşırı solun destekçisi haline gelmiştir ihtilalci sol cephenin işine yarayan bu aydınlar reaksiyonu ne-ticesinde mevcut siyasi .iktidara karşı beliren hareketler, aslında devle-tin temelini sarsacak kadar ileriye götürülmüştü." Sayfa 5ı. Yine sayfa 52'den: "özel kıyafetleriyle adliye mensuplarının da dahil olduğu büyük bir aydınlar kalabalığı Ankara'da bir protesto yürüyüşü dahi yapmış­h. Bunların düşünmedikleri bir gerçek vardı, o da, Marksist, Leninist olmayan hiç bir siyası iktidarın aşın sol tarafından muteber sayılmaya­cağı hakikati idi. Aslında Marksist, Leninistler parlamenter demokra-tik sistemi yıkmak gayretinde idiler. Nitekim 12 Mart 1971 muhtırasını takiben kurulan partilerüstü, reformcu hükümetin başkanı Erim derhal faşist ilan edilmişti. Partilerüstü hükümet ilk icraat olarak asayiş ve hu-zuru ele alacağını ilan etmişti. Bu hükümet mücadelesinde gayet tabii olarak aşırı sağı da karşısına almışhr. Bütün bunlara rağmen sükunet bulmayan ve aksine daha şiddetli eylemlere girişen aşın solun ne istedi-ğini, anlamak mümkün değildir." Yine Başbakanlığın yayınladığı kitabın sayfa 9 önsöz kısmından: "Anayasaya aykırı ve mevcut rejimi yıkmaya yönelen aşırı fikirlerden hareket eden bir avuç insan silaha sarılarak teröre baş vurursa dünya-nın her yerinde devletin görevi, devletin varlığına kasteden bu asileri cezalandırmakhr. Türkiye' de yapılan da bundan başka bir şey değildir. Türkiye' de antidemokratik, faşist ve insan haklarına saygısız bir yöne-timin mevcut olduğu iddialarına dayalı bir dış propaganda ısrarla sür-dürülmektedir. Bazı Avrupa ülkelerinde başlahlarak yaygınlaşhrılmaya çalışılan bu propaganda esefle ifade edilmek gerekir ki, aydın, hümanist ve iyi niyetli bazı çevre ve şahsiyetleri de etkileme istidadını göstermek-tedir. Ancak, etki alhnda kalanlar daha önce bu propagandanın nere-den ve kimler tarafından yayıldığını şayet araştırmaya lüzum görselerdi Türkiye' de demokratik nizamı tahrip etmek maksadıyla tertiplenen su-ikastin bazı aktörlerini ve onların gerçek maksatlarını fark edeceklerdi. Zira bu propagandaları maharetle ortaya koyanlar 12 Mart 1971 tarihin-den önce Türkiye' de Anayasa ile müesses demokratik düzeni silahlı ted-hiş ve terörle değiştirmek isteyen ihtilalci sol mihrakların, komünist-lerin teşvikçisi ve yakmen destekçisi olmuş kanun kaçağı kimselerdir.
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.