Atları Da Vururlar ( They Shoot Horses, Don't They?) filmini seyrettiğimde kaç yaşındaydım bilmiyorum.Yönetmen isimlerine dikkat etmeyecek kadar küçüktüm orası kesin.Çok ama çok etkilenmiştim.Yıllar sonra bir sahafta kitabına rastlayınca okumak istedim. Horace McCoy tarafından yazılan Atları Da Vururlar kitabı ilk kez 1935 yılında yayımlanır. Sydney Pollack sinemaya uyarlayınca üne kavuşur.Büyük Buhran dönemi Amerika'sında geçen kitapta, yüzlerce insan bedava konaklamak, karınlarını doyurmak ve 1500 Dolar'lık ödülü kazanmak umuduyla canlarını hiçe sayarak günlerce ( yaklaşık 45 gün boyunca) dans ederler.Çok fazla konusuna girmek istemiyorum,kitabı okuyacaklar ve filmi izleyecekler açısından. Bana şunu gösterdi ki bu kitap ve film, değişen hiçbir şey yok insanlık tarihinde.Roma İmparatorluğu döneminde Collesium'da düzenlenen "Ekmek ve Sirk" eğlencelerinde de halka bedava ekmek dağıtılır, eğlence yoluyla oyalanarak ayaklanması engellenirdi.Aynı zamanda sermayenin devamı sağlanırdı bahisler yoluyla. Atları Da Vururlar'ın seyircilerinin de farkı yok Collesium seyircilerinden. Günümüzün yarışma programları da ( biraz daha insanca elbette ama) benzerlik taşıyor umut tacirliği açısından. Dün gece kitabım bitince filmi tekrar izledim.Kitap ve film birbirinden oldukça farklı.Hatta diyebilirim ki film, kitaptan çok daha etkileyici.Sydney Pollack'ın en önemli filmlerinden biri sayılan They Shoot Horses, Don't They (1969) 9 dalda Oscar'a aday gösterilmiş.Sadece Gig Young, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü'nü kazanmış. Okuyun ve izleyin derim. “-Onu neden öldürdün? diye sordu arkada benimle oturan polis. -İstedi de ondan, dedim. -Dediğini duydun mu Harry? -Ne kadar da yardımsever, itoğlu it. -Söyleyebileceğin başka bir neden yok mu?diye sordu arkada oturan polis. -Atları da vururlar... dedim." syf 151

Atları da VururlarHorace McCoy · Yeniyaz Yayınları · 2005199 okunma

·

37 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.