Gönderi

Bir iç muhasebe ve bir Kur’an özümsemesi; yalnızlaştıkça hayat bulan özgürlük duygusu.. Algılarımız Kur’an ile şekilleniyor ve anlam dünyamız onunla zenginleşiyor....(..) Özgürlüğümüzü kısıtlayan asıl şeyin tehlikeli bir benlik duygusundan ibaret olduğunu biliyorduk. Gerçek özgürlüğün, her şeyin sahibi olan Allah’a teslimiyet ölçümüzde, içimizdeki bize karşı takındığımız tutumumuzdu. Dış dünyanın neresinde olduğumuzun hiçbir önemi yoktu.. Ahiret yurdundan bihaber yaşamaya çalıştığımız sürece, ihtiraslarımızla kuşatılmış bir iç çekişmenin ve paradokslarla bilinen çelişkilerin kurbanı olacağımızı biliyorduk. Çelişkilere ve ihtiraslara karşı kuşandığımız tek güç, gerçekliğimizin temelinde birbirimizi Allah için sevmemizden başka bir şey değildi. İki cennet ile karşı karşıyaydık. Birincisi; maddeye ve dünyalık olan her şeye kul olmayı kabul ettiğimizde, bir sünepe gibi kişiliksiz yaşamamıza göz yumacak olan müşriklerin ve zalimlerin çirkinleştirdikleri bu dünya hayatı... İkincisi ise Allah adına sürdürülen mücadeleyi omuzlayarak girmeyi umduğumuz ahiret yurdu... Bizim cennetimiz, Allah için canlarını feda edenlerin hak ettiği bir yer olmalıydı. Sahte özgürlüklerin ve yapmacık aşkların kıskacında tüketecek bir tek dakikamız olamazdı. Bizim özgürlüğümüz Allah’a teslimiyetti...
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.