Gönderi

Gece 2 buçuktan sonra oku!
Nice zaman oldu ey sevgili sana iki satır yazmayalı Yazmayalı konuşmayalı nice zaman Kaç mevsim, kaç yağmur sonrası Kaçıncı cemrenin kaçıncı kez ruhuma yağışı Kaç tipi, kaç fırtına Gittiğin günü unuttum ama Sırtına dökülen saçların Gözyaşlarını kurutan parmakların Peçete bozgunu parçalanmış mendil parçaların Siyah kazağın, beyaz gömleğin, çantanı sırtına hızla atışın Hala aklımda..! Hala aklımda dünyanın başıma yıkıldığı an Giderken bıraktığın son hatıra Gitmen gerekiyordu gittin Bitmen gerekiyordu ama bitmedin Bizi ölüm ayırırdı ancak Yaşarken öldün ama, yine gitmedin..! Her bunaldığım zamanlarda hep seni anıyorum yine O olsaydı diyorum şimdi O olsaydı ve dertleşseydik ölesiye Ben anlatsam o ağlasa, ben ağlasam o anlatsa Ve dökülmüş dertlerimizi bir bir bırakıp O kırık masanın bir ucuna Ve yeni bir umutla doğrularak kalksak Yıkılmış oturduğumuz her masada Bu mektubu sana yazıyorum ey sevgili Yeni adresini bilmediğim gibi Hüznümü nasıl dağıtacağımı da bilmiyorum artık Ve artık yüreğimi dökeceğim hiç kimsem yok O yüzden gıyabında da olsa yine sana söylüyorum Hiç keyfim yok sevgili, tadım yok, tuzum yok Dünya puslu bir liman götürecek gemim yok, Evim bana dar,yüreğim dünya'ya dar Yada yada her normalde ruhum bedenime dar Kimse anlamadı beni senin kadar ey sevgili Ne susuşuma bir anlam biçildi ne gülüşüme bir an Gittiğim her cenazede millet ölene ben hep sana ağladım ama kimse anlamadı ! Belkide bu yüzden yalancı gülmelerim sebepsiz ağlamalarım Senden arta kalan ikimizin bildiği sır olarak kaldı Yok yok uzun uzadıya anlatacak değilim Acıklı bir şarkının nakaratı kadar bile değilim artık Hüznüm bana aşina, ben yüzüne aşina Ama ne bileyim işte şairin dediği gibi Bir türlü alışamadım yok oluşuna…! Bedirhan Gökçe...
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.