Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Direnişin olması gerekenleri yoktur. Bir kimsenin özgürlüğünü arzulamasının köleliğini arzulamasından daha iyi olduğunu neye dayanarak söyleyebiliriz? Bu kimse “direnmeli midir?" Bir “gereklilik" (ought), daha üst bir düzene ait bir emre köleliğin baştan varsayılmasından başka bir şey değildir. “Gerekli" demek, soyut bir ilkeye köleliğimizi icra etmek, bu ilkeyi başkalarına da dışarıdan ve yukarıdan dayatmamızı meşrulaştırmaktır. Bu bir iktidar hamlesidir. Bu haliyle, tahakküm tohumları taşır - belki yeni bir tahakküm düzeninin, ama ne olursa olsun bir tahakkümün tohumlarını. Özgürlük de, tıpkı baskı gibi, ya arzulanır ya arzulanır. Bir gereklilik olmadığı gibi, dayatılamaz da. Aşılanamaz. Ya arzulanır ya da bir hiçtir. Direniş, yeğinlikli bir kontrastlar alanına karşılıklı ve dinamik katılım yoluyla, var olma güçlerini kolektif olarak artırmanın karşı-arzusudur. İlkesel olarak “daha iyi" olduğunu söylemek için hiçbir dayanağımız yoktur. Ama onun arzulanabilirliğini ifa etmenin -onu daha arzulanır kılmanın, ona daha güçlü bir şekilde eğilim gösterilmesini sağlamanın, genişleyebilirliğini, örnek değerini artırmanın- yolları her zaman vardır. Direniş teknikleri gerçekten vardır. Bunlar, içkin bir alan-modülasyonuna dönük ilişki teknikleridir. Hâlihazırda ilişki içinde olan, çıplak etkinliğe katılımcı bir yolla dalan, kendi kendini çoğaltarak ilişkisel harekete doğru yönelen jestlerdir. Bu yaklaşım, geleneksel Marksizmin ideolojik eleştiri ve öncü eylemi mefhumlarından ziyade, anarşizmdeki “eylem yoluyla propaganda" anlayışına yakındır. Son iki yıl içinde, örnek niteliği taşıyan bu tür politikaların dünyanın pek çok yerine sızdığını gördük. İşgal Hareketi'nin bir talepler manzumesi oluşturmayı reddetmesi bunun iyi bir örneğidir. Hareketin bir program ortaya koymayı reddetmesi, bir eksikliği değil, bir olanaklılaştırmayı ifade ediyordu. Bu tavır, önemli olanın, bedenleri ve kapasiteleri, yaşam artı değeri üretmek üzere, kendi kendini doğaçlayan kolektif bir hareket içinde bir araya getirmek olduğunu ve demokrasinin, önceden tasavvur edilmiş istikrarlı bir yapıya ulaşması öngörülen değil, aksine dengeden tamamen uzak bir hareket olduğunu söylemenin başka bir yoluydu bu yalnızca. İcra edilen direnişin "doğrudan", ilişkisel demokrasisi böyle bir şeydir.
Otonom yayıncılık
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.